Tayvanlı yetkililer, yayımladıkları açıklamada, Ghebreyesus'un dünkü basın toplantısında, Tayvan temsilcilerinin kendisine yönelik hakaret ve tehditlere göz yumduğuna dair suçlamasından "derin üzüntü ve rahatsızlık duyduklarını" belirterek, Genel Direktör'den iddialarını düzeltip özür dilemesini istedi.
Açıklamada, "Uluslararası sağlık sisteminin politikaları nedeniyle ağır bir ayrımcılığa uğrayan 23 milyonluk Tayvan halkı her türlü ayrımcılığı ve adaletsizliği kınamaktadır. Gayet olgun ve bilge bir halk olan Tayvanlılar, DSÖ Genel Direktörü'nün kişiliğine saldırmayı veya ona ırkçı hakaretlerde bulunmayı akıllarına dahi getirmez" ifadeleri yer aldı.
Ghebreyesus, dün Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, DSÖ'nün Kovid-19 salgını boyunca attığı adımları savunurken, salgının başından bu yana sistematik şekilde "ırkçı hakaret ve tehditlerin" hedefi olduğunu ve bunun Tayvan'dan kaynaklandığını ileri sürmüştü.
Tayvan'ın dış temsilcilerinin saldırılardan haberdar olduğunu ve bunlara göz yumduğunu iddia eden Ghebreyesus, "Tüm bu hakaret ve tehditlerin ortasında beni eleştirmeye devam ettiler" diye konuşmuştu. Ghebreyesus, iddialarını neye dayandırdığına dair açıklama yapmamıştı.
Tayvan'ın, Kovid-19 salgının pandemiye dönüşerek dünyayı etkisine aldığı bir dönemde Çin'in tutumu nedeniyle DSÖ'nün eşgüdüm faaliyetlerine katılamaması başta ABD ve Japonya olmak üzere üye ülkelerin eleştirilerine hedef oluyor.
Ülkesi Etiyopya'da Dışişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı görevlerinde bulunan DSÖ'nün ilk Afrikalı Genel Direktörü Ghebreyesus, örgüt politikalarını Çin'in çıkarları doğrultusunda yönlendirdiği gerekçesiyle eleştiriliyor.