Ahrar'uş Şam (Şam'ın Hürleri), geçen yıl liderlerinin öldürülmesi ardından yeniden toparlandı ve Suriye'deki iç savaşta önemli rol oynamaya başladı. Reuters'ın Beyrut bürosundan Meryem Karuni, analizinde Ahraruş Şam'ın artan gücünün nedenlerini aktardı.
"-Halep ve İdlib çevresinde güçlü olması,
— Türkiye'nin de desteğiyle Şam hükümetiyle pazarlıklara girişmesi,
— İdeolojisini değiştirerek Batı'nın daha kabul edebileceği bir çizgiye çekmesi."
Örgütün IŞİD karşıtı olduğuna da vurgu yapılan analizden dikkat çeken satır başları şöyle:
Grubun eski liderlerinin Suriye'yi yönetmek gibi bir dertleri yoktu. Şimdiki komuta kadrosu ise uzun vadede Suriye'nin geleceğinde rol oynamak istiyor.
Ahrar'uş Şam halen Esad yönetimi ve Lübnan'daki Hizbullah'la müzakereler yapıyor. Müzakerelerin ana gündemi ise Lübnan sınırı yakınında muhaliflerin kontrolündeki bir kasaba ile İdlib'de Suriye hükümetinin kontrolündeki iki Şii kasabasının geleceği.
Suriye konusunda farklı uçlarda olan bölgesel güçler Türkiye ile İran'ın da desteklediği görüşmeler, en az iki kere kesildi. Ancak müzakereler Ahrar'uş Şam'a savaş sonrasında yapılacak görüşmeler için deneyim kazandırmış oldu."
EL KAİDE'NİN MÜTTEFİKİ OLSA DA…
Ahrar'uş Şam'ın El Kaide'nin müttefiki olsa da, artık küresel cihat hedefinden söz etmemesi ve ulusal yönünü öne çıkararak Suriye'nin sınırlarına saygı duyduğunu vurgulaması, Batı'yı rahatlatacak bir faktör olarak nitelendirildi.
Ahrar'uş Şam'ın geçen hafta seçilen yeni lideri Ebu Yahya El-Hamawi ise ilk mesajında diğer muhalif gruplara da seslenmiş ve gelecekte müzakere edecekleri görüşmelerde onların da yer alacağını söylemişti. Analize yapılan tespitlere göre, Suriye'deki muhalifler, Nusra'nın silahlarının çoğunu Ahrar'uş Şam'ın tedarik ettiğini söylüyor ancak bu durumun hala sürüp sürmediği net değil."