Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, NTV canlı yayınına konuk oldu. Oğuz Haksever'in sorularını yanıtlayan Arınç'a, ilk olarak gündemin sıcak maddesi, Balyoz davası ve gerekçeli kararı soruldu.
"Buna benzer Ergenekon davası var bildiğiniz gibi. Hanefi Avcı için verilen karar, o da 4 küsur yıl yattıktan sonra bir şekilde tahliye edilmişti. Şüphesiz bunu yapabilecek durumda değilim ama bu kararları vermiş olan hakimler, irade birliği içinde olan savcılar, zaman zaman tahliye kararlarının retleri, duruşma dışındaki davranışlar böyle bir sonucu hazırlamışsa, yargı makamlarının adaletsizliğinden şüphelenebilecek bir iddia varsa, belki onların aleyhine dönecek bir süreçten bahsedebiliriz.
Geçtiğimiz günlerde yargı tarihimizde bir ilk yaşandı. Bazı kişiler yetkisi olmadan adliyede işlemler yaptı. HSYK bu iki hakimi önce görevden el çektirdi. Sonra iddianame mahkemeye sevk edilip tutuklandılar. Hukukta bir adaletsizlik, karşısında en azından HSYK'nın yapacağı şeyler vardır."
ÇÖZÜM SÜRECİNİN HALA MASADA
'YASAL ZEMİNDE FAALİYET YÜRÜTEN CEMAAT DE OLSA ÖZGÜRDÜR'
Arınç, şunları ifade etti: "Sadece böyle bir tehdit söz konusu değil bunun benzerleri bugün vardır bundan sonrada olabilecektir şeklinde bazı tabirler yapıldı. Bunlara karşı yapılacak mücadelenin hukuk çerçevesi içinde veya hukuk devleti ilkelerine uygun olarak yapılabileceği de büyük harflerle yazıldı. Yasal zeminde faaliyetleri yürüten herkes cemaat de olsa özgürdür. Ama bu varoluşlarını devleti ele geçirmek hükümete paralel bir yapı kurmak ve devletin bütün kurumlarını kendi emir ve talimatları doğrultusunda yönetebilmek için bir oluşum meydana gelmişse onun korkması lazım."