Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin tarihi ve coğrafi olarak zayıf olma şansı olmadığını belirterek, "Güçlü olmaya mecburuz. Güçlü olmazsak, güçlü bir duruş sergileyemezsek, bizi bu coğrafyada bir gün bile barındırmazlar" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 2015 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde konuştu.
2008'de Avrupa ve Amerika'da başlayan finans krizinin tüm dünya ekonomisinde sarsıntıya yol açtığını hatırlatan Erdoğan, Suriye'de yaşanan istikrarsızlığın komşularının ardından Avrupa'yı da tehdit etmeye başladığını bildirdi.
Terörizm ile ilgili sorunların dünyanın pek çok yeri ile bölgede ciddi bir sıkıntı olarak varlığını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz 2 milyon 200 bin insana ev sahipliği yaparken batılılar gibi bağırıp çağırmıyoruz. Bizim medeniyetimiz, bizim kültürümüz bize bu ensar zenginliğini kazandırdığı için biz onlar gibi bağırıp çağırmıyoruz ama onlar 'ne olur bunları bırakmayın bunlar bize gelmesinler. Eğer bunlar bize gelirse, bizim halimiz ne olacak' diye feryat edip duruyorlar. Buraya ciddi bir soru işareti koymak gerekir. Fakat biz kararlılıkla yolumuzda devam ediyoruz. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Onun için de tüm insanlara bakışımız bu noktada bizim farklı. Bunun yanında güçlü bir ekonomiye, güçlü bir toplum yapısına eğer sahip değilseniz bu sorunların her biri sizi rüzgarın önündeki bir yaprak gibi savurur hiç beklemediğiniz istemediğiniz yerlere sürükler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğuna bu yüzden zorlukların üstesinden başarıyla geldiğine dikkati çekti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda hamdolsun güçlüyüz onun için de bunlara katlanıyoruz. Batı bizden daha güçlü niye onlar katlanamıyor? İşte o kültür. Türkiye'nin tarihi ve coğrafi olarak zayıf olma şansı yoktur. Güçlü olmaya mecburuz. Güçlü olmazsak, güçlü bir duruş sergileyemezsek, bizi bu coğrafyada bir gün bile barındırmazlar. Hani zaman zaman söylerler ya üç tarafı denizlerle dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke. Ben bu ezberi tekrar etmek durumunda değilim. Etmem de. Bilakis millet olarak tarihin ve coğrafyanın üzerimize yüklediği bu sorumluluktan bu kaderden kaçma imkânımız olmadığını ifade ediyorum. Onun için çalışacağız, çok çalışacağız ve başaracağız."