Hükümet, 'Terörle Mücadele ve Rehabilitasyon Eylem Planı' adını verdiği yeni süreçte; PKK ile etkin mücadele ile şiddetin zemin bulduğu ekonomik, sosyokültürel ortamı restore etmeye yönelik adımların eş zamanlı olarak yürütmeyi hedefliyor. Bakanlar Kurulu'nda son şekli verilen eylem planın da yapılacaklar 'acil, orta ve uzun vade' olarak üç bölümde yer alıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yarın (5 Ocak Cuma) Mardin'de açıklaması beklenen eylem planı ile Kürt sorunun çözümüne ilişkin yeni yol haritası da şekillenmiş olacak. Gerek hükümet gerekse AK Parti yetkilileri yeni süreçte Abdullah Öcalan ile HDP'nin muhatap olarak alınmayacağını vurguluyor. Yeni süreçte hem Başbakan Davutoğlu hem de bakanlar daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya gidecek. Bölge halkını, bölgedeki Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerini ve HDP dışındaki diğer partileri dinleyecek.
'DIŞLAYARAK ÇÖZÜME VARILMAZ'
Peki, HDP'nin muhatap alınmadığı bir süreçte sonuç alınabilir mi? HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar'a göre bu pek mümkün görünmüyor:
"Eğer adı Kürt sorunu olan bir meseleyi çözmek istiyorsanız öncelikle siyasal ve yasal temsilcilerini doğrudan onaylanmış oyla tescil edilmiş temsilcilerini dikkat almanız, dikkate almanın ötesinde onlarla eşit bir zeminde eşit ilişki çerçevesinde görüşmeler istişareler, gerekirse müzakere ve tartışmalar yürütmek zorundasınız. Belli bir kesimi düşmanlaştırarak, belli bir kesimi dışlayarak çözüme varılmaz. Varılacak çözüm barışa hizmet etmez. Barışçıl bir çözüm böyle bir süreçten çıkmaz."
Hükümetin bu toplantıları düzenlemesine karşı olmadıklarını vurgulayan HDP'li Mithat Sancar, "Düzenlesinler, çeşitli kesimleri dinlesinler. Ama edindiğimiz bilgiler yaptıkları toplantılarda daha çok kendilerine yakın kuruluş ve kişileri davet ettikleri ve daha çok bizzat Başbakan ve Bakanların konuştukları şeklindedir. Yani gelen kişilerin kendilerin açıkça ifade edebilecekleri hükümete eleştiri niteliği taşıyabilecek görüşleri dile getirebilecekleri bir tartışma ortamı şimdiye kadar bu toplantılardan çıkmamıştır. Bizim şüphemiz, endişemiz, bunları da yine bir mizansene dönüştürmeleridir. Yaşadığımız ortam çok ciddidir, çok ağırdır. Barış çok ciddi bir meseledir. Bu tür ciddiyetsizliklere ve oyun oynamaya tahammülü olmayan şartlardan geçiyoruz. Hükümetin daha ciddi bir yol haritası çizmesini umut ediyoruz" dedi.