Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlık’ın 2016 bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
'TÜRK ASKERİ SURİYE'YE GİRMEDİ'
Yılmaz, ‘100 askerin Suriye'ye girip girmediğine’ ilişkin soruya "Doğru değildir" yanıtını verdi.
Yılmaz, "Suudi Arabistan uçakları Türkiye'ye geldi mi" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Şu anda gelmedi, ancak keşif için geldiler. 4 tane F-16 uçağı gelecek, kararı verildi, keşfi yapıldı. Bugün gelmemiştir ama yarın gelebilir. Ama prensipte mutabakata varıldı, gelebilirsiniz denildi.”
Diğer taraftan Yılmaz, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'ın, "Basında, yurt dışına yönelik operasyonlara ilişkin haberler var. Bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz?" sorusunu da yanıtladı. Suriye'nin Halep kentinin kuzeyindeki gelişmeler hakkında bilgi veren Yılmaz, şunları kaydetti: "PYD, PKK unsurları tarafından Kilis bölgemize, Demirışık Hudut Karakolu sorumluluk bölgesinde Türkiye topraklarına havan mermisi atılmıştır.
PYD'nin Suriye'de her alan kazanmasının Türkiye'ye ilave göç anlamına geldiğini belirten Yılmaz, "Ülkelerin savaş ilanı eskiden sadece silahlı atışla oluyordu, şimdi siber saldırı dahi savaş gerekçesi sayılıyor. Yasa dışı göç de gerek Türkiye'nin istikrarına bir tehdit, gerekse Avrupa'nın istikrarına tehdit görüldüğünden, NATO Ege'ye gemi gönderme kararı aldı. Alan kazanırsanız göçe de teşvik edersiniz. Türkiye zaten 2.5 milyondan fazla göçmene kapıyı açmış. Bir saha temizleme, etnik arındırma var. Herkes yerinde durursa Türkiye kendiliğinden bir şey yapmaz ama ilave bir kazanımın Türkiye'nin güvenliğine tehdit oluşturursa Türkiye buna gerekli karşılığı verir. Bizim tarafımızda can kaybı yok, karşı tarafı da bilmiyoruz" diye konuştu.
Öte yandan Yılmaz, Irak’ın kuzeyindeki Başika kampında Peşmerge’ye eğitim verdiklerini, Irak Savunma Bakanı’nın da verdikleri eğitimden dolayı kendilerine teşekkür ettiğini söyledi: "İtiraz nereden çıktı; burası DEAŞ ile olan sınır bölgesine 5 kilometre, Musul’a da 25 kilometre yaklaşık. Dolayısıyla buraya DEAŞ’dan gelecek tehdide karşı buranın güvenlik sistemini artıralım, kapasitesini artıralım dediğimizde işte o zaman bizim görüşümüz o ki dış güçlerin de etkisiyle buna şey oldu. En son NATO Bakanlar Toplantısı’nda DEAŞ ile ilgili bir toplantıda Irak Savunma Bakanı da gelmişti, ona da söylediğim husus, 'Bu Irak’a yönelik bir tehdit değildir, siz kendiniz de gördünüz, bu DEAŞ’a yönelik bir tedbir'. Zaten 5 kilometre sınır var, kaldı ki biz oraya kendi kapasitemizi güçlendirdikten sonra DEAŞ’ın yapmış olduğu saldırılar da gösterdi ki bizim orayı güçlendirmekle ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıktı."
Yılmaz’ın verdiği cevaplardan diğer öne çıkan ifadeler ise şöyle:
* Türkiye'de 756 bin 420 adet antipersonel, 194 bin 678 adet antitank olmak üzere toplam 951 bin 98 adet mayın döşelidir. Silahlı kuvvetlerimiz tarafından 1998-2015 yılları arasında 25 bin 813 adet antipersonel, 137 adet antitank olmak üzere toplam 25 bin 950 adet mayın temizlenmiştir. Türkiye'de döşeli mayınların Ottowa Sözleşmesi'ne göre yükümlü olunan 1 Mart 2022 tarihine kadar temizlenmesi planlanmaktadır.
* Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesine ilişkin yasanın çıkarıldı. Bu yasa çerçevesinde ihale yapıldı. İhaleyi, Suriye'de olaylar çıkınca iptal etmek zorunda kaldık. Bu güvenlik riskinin en yüksek olduğu noktada bizim mayınlı alanları temizlememiz söz konusu değil. Ama ne zaman bir bahar ve barış havası gelir, o zaman mayınların kaldırılması doğru olur.
* Sıfır sorun bir niyet ama tek taraflı da olmuyor. Diyelim ki bir ülke, Irak için söyleyeyim, Kuzey'deki Kürt yönetimini dışlamışsa, kendi anayasalarında o yönetime verilmesi gereken hakları vermemişse, diğer bir halkını da Türkiye'den ziyade dışlamışsa, eğer o dışlama olmasaydı herhalde çok az sayıda DEAŞ terör örgütü Musul'a geldiğinde, yaklaşık 70 bin diye ifade edilen bir Kuzey Irak merkezi hükümetinin ordusu Musul'u bırakıp da çekilmezdi.
Siz şu anda ne kadar merkezle görüşürseniz görüşün, Kuzey’in ihtiyaçlarını karşılayamıyorsunuz, taleplerini yerine getiremiyorsunuz dolayısıyla anayasal statüye kavuşmuş onların orada özel bir durumu var, dolayısıyla Kuzey Irak Kürt Yönetimi (IKBY) ile de görüşülmesinde hiçbir sıkıntı yoktur diye düşünüyorum.
* Patlayıcılara karşı istihbarat eksikliği, gerçekten olduğuna göre 'var' demek lazım hiç onda şüphe yok ama bu öyle bir şey ki her gün gerçekten gerek canlı bombalardan, gerek bombalardan, patlayıcılardan o kadar çok yakalanan var ki. Bir gazetede binlerce kelime var, bunlardan 999’u doğrudur da 1 tanesi gözden kaçmışsa işte o göze çarpar, işte bu maalesef bu olanlar da birçoklarını yakalamıştır ama bir tanesi kaçtığı için o ortaya çıkmıştır ama inşallah onların da olmaması gerekir. Amerika’da da oluyor, Fransa’da da oluyor 'su-i misal emsal olmaz' derler, yanlış emsal değil ama sonuçta her yerde bir insan var, insanın da bir noktada eksik kaldığı husus olabilir."
* (Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) UFO ile ilgili bir çalışma olup olmadığı sorusu üzerine) Bu konuyla ilgili bir bilgi yok. Ancak, Uzay Ajansı'yla ilgili bir çalışma Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Muhtemelen çok kısa bir zamanda gelir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı bir ajans kurulmuş olacaktır.