Çavuşoğlu, Estonya temasları kapsamında mevkidaşı Jürgen Ligi ile bir araya geldi. İkili ve heyetler arası görüşmelerin ardından Çavuşoğlu ve Ligi, Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Mensupları Ailelerinin İstihdamına İlişkin Anlaşma'yı imzaladı.
İmza töreninin arından düzenlenen ortak basın toplantısında Ligi, Türkiye'nin Estonya'nın hava devriye görevine katkı sağladığını, NATO üyesi olarak Estonya'daki siber savunma merkezine destek verdiğini söyledi.
Türkiye'nin bölgesinde güvenlik ve sığınmacılar konusunda yaptıklarını değerli bulduklarını kaydeden Ligi, "Sığınmacı akışının durdurulması konusunda yapılan anlaşma çok iyi işliyor. Estonya ve Avrupa Birliği bu konuda Türkiye'ye minnettar" diye konuştu.
‘TÜRKİYE'Yİ AB ÜYELİK SÜRECİNDE DESTEKLİYORUZ'
Türkiye'nin AB adaylığına da değinen Ligi, "AB üyelik süreci, tüm üye devletler, gelecekteki üyeler ve adaylar için önemli. Elbette ki Türkiye'yi üyelik sürecinde ve vize serbestisi konusunda destekliyoruz" ifadesini kullandı.
Ligi, 15 Temmuz darbe girişimini ‘şoke edici' olarak nitelendirdi ve bunu tahayyül bile edemediklerini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu da Türkiye ve Estonya arasındaki ilişkilerin 1924 yılında başladığını, ilk Türk büyükelçiliğinin 1935 yılında açıldığını hatırlattı. Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan adına, göreve yeni başlayan Estonya Cumhurbaşkanı Kersti Kaljulaid'i Türkiye'ye davet etti.
‘HERKESTEN DAHA FAZLA ANTLAŞMALARA SAYGI GÖSTERİYORUZ'
Bakan Çavuşoğlu, Lozan Antlaşması'na ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine, Ortadoğu'daki birçok sorunun asıl sebebinin toprakların adaletsiz bir biçimde dağıtılması olduğunu belirtti. Türkiye'nin bu antlaşmayı imzaladığını ve şimdi yapılan tartışmaların da ifade özgürlüğü olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak Türkiye'nin komşularının toprağında gözü yoktur. Belki de herkesten daha fazla antlaşmalara saygı gösteriyoruz. Türkiye, Suriye ve Irak dahil komşu ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenliğin önemini vurgulayan birkaç ülkeden biri."
İmzalanan antlaşmaların eleştirilebileceğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Hiçbiri muhteşem değil. Bosna'daki savaşı bitiren antlaşmanın muhteşem olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu antlaşma yüzünden sorunlarda uzlaşıya varamıyorlar, ilerleme kaydedemiyorlar. Ancak bu antlaşma Bosna'da savaşı ve katliamları bitirmek için belki de gerekliydi" diye konuştu.
Çavuşoğlu, 100 yıl önce imzalanan bir antlaşmanın kötü ya da iyi olduğu konusunda görüş bildirmenin, antlaşmaya uyulmadığı veya Türkiye'nin komşu ülkelerin toprak bütünlüğünde gözü olduğu anlamına gelmediğine dikkati çekti.
‘KAMPI IRAKLI YETKİLİLERİN DAVETİ ÜZERİNE KURDUK
Bakan Çavuşoğlu, Irak'ta bulunan Başika kampına ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi: "Başika Kampı'nı Iraklı yetkililerin daveti üzerine kurduk. Türkiye'nin tek taraflı bir eylemi değildi. Ardından bu kamp DEAŞ'ın hedefi oldu. Çünkü bu kampta Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ezidiler ve diğerlerinden oluşan 3 bin 400 yerel güce eğitim verdik. Bu kamp hedef haline geldiği zaman, kampı ve eğitim verdiğimiz yerel güçleri koruması için caydırıcı kapasitesi olan ek güç gönderdik. Bir anda Bağdat tepki göstermeye başladı. Bu bir sürprizdi bizim için. Bu tepki kampı kurduktan 8 ay sonra geldi. Neden peki? Çünkü iç sorunlar ve bazı ülkelerin etkileri nedeniyle oldu."
‘TÜRKİYE, DEAŞ'A KARŞI IRAK'TA VE SURİYE'DEKİ EN AKTİF KOALİSYON ÜYELERİNDEN BİRİ'
Bu kampta eğitim alanlardan yaklaşık 3 bininin Musul operasyonunda IŞİD'e karşı mücadele verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin 4 adet F-16'yla da koalisyona destek sağladığının altını çizdi. Türkiye'nin Musul operasyonunun her bir adımında yer aldığını kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye, DEAŞ'a karşı Irak'ta ve Suriye'deki en aktif koalisyon üyelerinden biri" ifadesini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Başika kampına ilişkin sorunu diplomatik yollarla çözmeye çalıştıklarını, geçen hafta Türk heyetinin Bağdat'ı ziyaret ettiğini, Irak'tan da bir heyetin gelmesini umduğunu belirtti. Irak'ın Türkiye'nin önemli bir komşusu olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Onların istikrarı ve güvenliği bizim için hayati. Onların egemenliğini ve toprak bütünlüğünü, sadece bölge değil, Avrupa ülkeleri arasında herkesten daha fazla destekliyoruz" dedi.
