Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında Can Dündar'ı yeni yıl resepsiyonuna davet eden Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas'a tepki gösterdi.
Bozdağ, şu ifadeleri kullandı: "Alman Adalet Bakanı Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilere zarar verecek bir teşebbüste bulunmuştur, umarım bu teşebbüsünden vazgeçer, hem de Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyareti öncesi böyle bir işe teşebbüs etmesi daha da vahim bir durumdur. Umarız ki sayın Bakan bu daveti iptal eder, resepsiyonda Türkiye aleyhine çalışan birini Almanya’nın Başbakanı'nın Türkiye’ye gelmesinin arifesinde konuşturmaz.
Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık sisteminin İslam'a aykırı olduğuna ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: "Şimdi ben bunu duyunca güldüm yani. Artık ben vatandaşlarımıza da buradan sesleniyorum, dini konularda fetva ihtiyacı olursa Diyanet İşleri Başkanımız yerine Sayın Kılıçdaroğlu’na sorsunlar, dini vukufiyetinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Kiminle istişare etti, kime sordu bilmiyorum ama kendi söylüyorsa kerameti kendinden menkul demektir. Yok birilerine soruyorsa, o kılavuzuna baksın, kılavuzunu değiştirsin. Bu sistem dini değerlerle değerlendirilecek bir sistem değil. Biz laik demokratik sistemi savunuyoruz, onlar da laikliği savunuyor. Ama şimdi bakıyorum Kılıçdaroğlu laikliği bir kenara bırakmış argümanlarını güçlendirmek için İslam’dan fetva veriyor. Neymiş istişare yok. Burada en geniş istişare var. 80 milyonla istişare yapılıyor."
Bozdağ, CHP'nin Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'ne götürmesine de tepki gösterdi: "Anayasa Mahkemesi’ne konuyu götürmeleri takvimi dondurmaz, referandum takvimi işlemeye devam eder. CHP alışkanlık yaptı her sorunu mahkemeye taşıyıp, mahkemeye halletmeyi düşünüyor. Bu mesele mahkemelik bir mesele değil, mahkemenin çözeceği bir mesele hiç değil. Çünkü sistem değiştiriyorsun, kim değiştiriyor? Millet değiştiriyor. Milletin vekilleri sadece sistem değişikliği yapma konusunda milletin verdiği vekaletle aldığı iradeyi aldığı kararı millete götürüyor. ‘Sizin adınıza biz böyle bir karar aldık ne diyorsunuz?’ diye soracak. Millet ‘Evet doğru yapmışsınız ben de onay veriyorum’ dediğinde yürürlüğe girecek. ‘Hayır, yapmışsınız ama ben onay vermiyorum’ dediğinde de yürürlüğe girmeyecek. Peki niye halktan korkuyorsun, madem Cumhuriyet Halk Partisisin, halkçı bir partisin halkçılık senin temel esaslarından birisi neden halka gidilmesinden halkın kanaatinin sorulmasından endişe ediyorsun? Anlamak mümkün değil."