Tezcan'ın, basın toplantısını daha sonra şahsi Twitter hesabı üzerinden de paylaştığı belirtilen dilekçede, davalının tüm bu beyanlarının daha sonra Cumhuriyet gazetesince haber yapıldığı kaydedildi.
Dilekçede, Bülent Tezcan'ın açıklamalarında 'Başbakanın araştırılmasını parmak hesabıyla önlediği', '11 yıldır hükümet görevini yerine getirmediği', 'Yine bu şirketler vasıtası ile vergi kaçırdığını', 'off-shore şirket açmış olması sebebi ile meşru davranmadığı' gibi iddialarla Yıldırım'a hakaret ve iftira edildiği savunuldu.
Bu iddialarla Yıldırım'ın kişilik haklarının ihlal edildiği öne sürülen dilekçede, bu tür haberlerin muhalefet cephesince kamuoyunda bir sansasyon yaratmak amacıyla sıklıkla yapıldığı belirtildi.
Başbakan Yıldırım'ın, siyasete atılmadan önce de ticaret ile uğraştığı kaydedilen dilekçede, "Siyasete atılmasından sonra ise artık ticari işlerini çocuklarına devretmiş ve bu aşamadan sonra ticaret ile bir ilgisi kalmamıştır. Hatta siyasetten önce ticaret ile uğraştığı dönemlerde dahi Malta'da kayıtlı ne off-shore ne de başka nevide bir şirketi bulunmamıştır. Cumhuriyet gazetesinde yapılan haberde dahi müvekkilin değil çocuklarının şirketi bulunduğu iddia edilmesine rağmen davalı, sanki müvekkilimiz ticaret ile uğraşıyor, vergi kaçırıyor, kara para aklıyor, usulsüz işlemler yapıyor gibi itham, isnatlarda, hakaret ve iftiralarda bulunmuştur" ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, Tezcan hakkında 20 bin lira manevi tazminat talep edildi.