Aktay: Seçimin iptali diye bir şey söz konusu değil

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Siirt milletvekili Yasin Aktay, 1 Kasım seçim sürecini ve seçim güvenliği tartışmalarını Sputnik'e değerlendirdi. Sandık güvenliği problemini PKK'nın oluşturduğunu savunan Aktay, ‘seçimin iptali diye bir şeyin de söz konusu olmadığını' vurguladı.

AK Parti olarak 1 Kasım seçiminin ardından tek başına iktidar olmayı beklediklerini ifade eden Aktay, "Eğer hep aynı tablo çıkarsa sonuna kadar seçimlere gidilmez yani seçim tekrarlanmaz. Büyük bir ihtimalle öyle bir durumda artık seçime gidilmeyeceği bilgisi ve gerçeği herkes tarafından takdir edilecektir, o zaman belki koalisyon daha kolay gündeme gelecektir" dedi. AK Partili Aktay, 7 Haziran'da seçilenlerin önemli bir kısmının listelerde yerlerini koruyacaklarını da ifade ederken, üç dönem kuralının kalkması ve yeni müracaatlar nedeniyle listelerde yeni bir kompozisyonun olacağını da kaydetti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay'ın Sputnik'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

‘ASIL 7 HAZİRAN'DA SEÇİM GÜVENLİĞİ YOKTU'

1 Kasım seçimlerine yönelik yoğun tartışmalar var. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş da seçim güvenliğinin olmadığı dile getiriyor. Size göre böyle bir ortamda seçime gidilebilir mi?

Aslına bakarsanız geçen seçimde de (7 Haziran seçimleri) seçim güvenliği yoktu. Geçen seçimde de seçim kampanyasını HDP adına PKK yürüttü. Hem de silahı ile yürüttü, baskılarıyla yürüttü, işkenceleriyle yürüttü. Adam kaçırmalarıyla hatta insan öldürmeleriyle, öldürdüğü insanların üzerinden insanlara verdiği mesajlarla bizzat PKK yürüttü HDP'nin kampanyasını.

‘SEÇİM GÜVENLİĞİ PROBLEMİNİ PKK OLUŞTURUYOR'

Seçim güvenliğiyle ilgili bir problem varsa o problemi PKK oluşturuyor. PKK da kime oy topluyor, Selahattin Demirtaş'ın partisi olan HDP'ye oy topluyor. Selahattin Demirtaş'ın aslında bu açıklaması çok ilginç kaçmıştır. Çünkü şikayet ettiği seçim güvenliğin bozan tek unsur bölgede aslında PKK'dır. Yani kendisine oy toplayan unsur. Geçmiş dönemde bu başarılı oldu. PKK kendisine rahatlıkla çözüm süreci dolayısıyla bulmuş olduğu zemin dolayısıyla rahatlıkla çalıştı ve kendisinin ihtiyaç duyduğu oyları ona topladı.

‘BU SEÇİMDE PKK'YA RAHAT HAREKET ETME FIRSATI VERİLMEYECEK'

Öyle anlıyorum ki bu seçimde PKK'nın aynı rahatlıkla çalışamayacağına dair bir endişe duyuyor. Bu endişe doğru. PKK'ya bu seçim esnasında daha önceki seçim esnasında olduğu gibi rahat hareket etme fırsatı verilmeyecektir. Ama bu zaten bu seçim sürecini ve seçim güvenliğini tehdit eden PKK'dan başka bir unsur yok. PKK o kadar rahat edemeyecek, o kadar rahat edemeyince HDP muhtemelen istediği oyu alamayacağı yönünde bir endişeye katılmış durumda.

‘PKK, HDP ÜZERİNDE DAHA BÜYÜK BİR VESAYET KURDU'

Eğer Demirtaş aynı değerlendirmeye sahipse yani PKK'nın orada eylemlerinin seçimi güvenliğini tehdit ediyor olduğunu düşünüyorsa ki bu şu anda zayıf bir ihtimal gibi gözüküyor bize, ondan bir şikayeti olduğunu zannetmiyorum, olsaydı önceki seçimde olurdu bu şikayeti, çünkü PKK'nın seçim sürecini tehdit eden şımarık ve tehditkar davranışlarından pek şikayet etmiş gibi görünmüyor. Onun topladığı oyları helal hoş gibi zimmetine geçirmiş oldu. Zaten bundan dolayıdır ki şu anda PKK, HDP üzerinde daha büyük bir vesayet kuruyor, 'benim sayemde aldın bu oyları' diyor. Doğru söylüyor.

‘HDP'Yİ PKK SÜREKLİ DÜZELTİYOR'

HDP'ye PKK'dan eleştiriler de geliyor. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu eleştiriler öyle çok sahici ve etkili eleştiriler değil. Yani HDP'nin kendi bağımsızlığını ilan edebilecek eleştiriler değil aksine HDP'yi PKK sürekli ayarlamaktadır, sürekli ayarını değiştirmekte, bozmaktadır, düzeltmektedir. Burada HDP'li milletvekilleri PKK saflarında, terör eylemleri sırasında öldürülen teröristlerin cenazelerine katılıp, cenazelerine omuz vermektedir. Toplum vicdanında hiçbir şekilde kabul görmeyecek bir takım eylemleri ve infial yaratacak eylemleri gördüklerinde ancak biraz kınar gibi gözüküyorlar. Yoksa bir çocuk öldürüldü 13 yaşındaki Fırat, gerçekten de ekmek almaya giderken, bir mayının parçalanması sonucunda vücudu paramparça oldu. HDP'den o eyleme karşı doğru dürüst bir şey duymadık. Buna mukabil PKK yanlısı medya zamansız patlayan bir mayın sonucunda adeta mazur göstermeye çalışmaktadır PKK'yı. Böyle bir durum söz konusu.

‘ÖZERKLİĞİN TERCÜMESİ PKK'NIN YÖNETTİĞİ ÜLKE, BÖLGE'

HDP'den çağrılar da geliyor zaman zaman, Demirtaş tarafından da. Bunlar nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu çağrılar yapılıyor zaman zaman ama hemen akabinde işte bir özerklikten bahsediliyor. Özerkliğin bölgedeki tercümesi şudur. PKK'nın yönettiği bir ülke isteniyor, PKK'nın yönettiği bir bölge, silahlarıyla vandal hareketleriyle, bölgede insanlardan haraç alan tam bir mafya örgütü gibi örgütlenmiş olan bir KCK yapılanmasının bölgeyi idare etmesi kastediliyor ve öyle anlaşılıyor bölgede.

‘DEMİRTAŞ'IN DİLİ SAMİMİ BİR DİL DEĞİL'

Demirtaş hem PKK'dan şikayet ediyor hem PKK'nın silahları bırakmasından bahsediyor hem de böyle bir özerklikten bahsediyor. Bu özerklik değil, bahsettiği ve kastettiği ve bölgede anlaşılan şey özerklik değil, PKK hakimiyetidir aslında. Yani diyor ki PKK silahları bıraksın, silahları öyle ulu orta kullanmasın, açıktan kullanmasın, gizli gizli kullansın, gene tehdidine devam etsin demiş oluyor aslında. Yani bu dil samimi bir dil değil. Açıkça dönüp siyasete güvendiğini ilan edecek Selahattin Demirtaş ve diyecek ki, 'PKK'nın bana toplayacak oya ihtiyacım yok, ben demokratik süreçler içerisinde, demokratik propaganda süreçleri içerisinde kendime oy toplamasını bilirim' demesi gerekiyor. Çünkü bölgedeki herkes bilir ki, HDP'ye oyları PKK toplar. PKK'nın bütün çabası, bütün mesajları, bütün faaliyetleri HDP'nin oylarını artırmaya dönüktür.

‘FAŞİZAN BİR YAKLAŞIM SERGİLENİYOR'

Neticede orada özerklik demek suretiyle halkın özerkliğinden bahsetmiş olmuyorlar, örgütün hakimiyetinden bahsetmiş oluyorlar. PKK'ya diyor ki, PKK'ya demiyor aslında PKK adına HDP'nin kollukları zaten iç içe geçmiş durumdalar, çok fazla ayrıştırılabilir durumda değiller, bölgeyi HDP yönetsin, HDP Kürt demek çünkü HDP'li olmayan zaten Kürt değil, HDP'ye oy vermeyen zaten hain Kürt sayılıyor. Faşizan bir yaklaşım sergileniyor. Bütün AK Parti yöneticileri PKK'nın tehdidi ve baskısı altındadırlar. Bakın bin köyde yüzde yüze yakın katılım yüzde yüze yakın da HDP'ye oy çıkmıştır. Böyle bir seçim sonucu olmaz. Olur bir iki köyde olur böyle sonuçlar da bütün köylerde böyle olması anormal bir durum.

‘AÇIKÇAS BİZİM AÇIMIZDAN DA PEMBE BİR TABLO YOK'

1 Kasım seçiminde ne bekliyorsunuz, size göre insanlar daha mı hür iradeleriyle sandığa gidecekler?

Doğrusu temenni ediyoruz, bunun şartlarını da oluşturmaya çalışacağız ama öyle çok çok pembe bir tablo yok açıkçası bizim açımızdan da. PKK tehditleri yine devam ediyor. PKK'nın bölgedeki varlığına karşı askeri operasyonlar yapılıyor, onların orada etkili olmasını önleyecek tedbirler alınmaya çalışılıyor ama bu uzun vadeli bir süreç. Seçime ne kadar yetişir doğrusu umuyoruz en azından asgari derecede bu güvenlik sağlanacak.

‘SEÇİMİN İPTALİ SÖZ KONUSU DEĞİL'

Bölgeden gelen haberler çok iç açıcı değil, her gün çatışmalar oluyor, insanlar 1 Kasım sabahı gidip sandıkta oy kullanabilir mi sizce? Seçimin iptali söz konusu olabilir mi?

Yok şu anda seçimin iptali diye bir şey söz konusu değil. Biz tabi şu anda şikayetler, halk bir defa rahatlamış durumda, nispeten daha fazla rahatlamış durumda eskisine nazaran. Operasyonların başlaması halkta bir tedirginlik oluşturmuyor aksine daha büyük bir mutluluk oluşturuyor. Bizim bölgedeki bir çok insandan aldığımız genel kanı; bir sivil toplum kanaat önderi çok güzel ifade etmişti, demişti ki '2,5 yıl önce çözüm süreci başladığında büyük bir sevinç duymuştuk, aynı sevinci şimdi operasyonların başlaması karşısında duyduk'.  Nedendir çünkü 2.5 sene içerisinde ne oldu, 2,5 sene içerisinde PKK'nın süreci çok kötü suistimali hadisesi gerçekleşti. PKK'ya karşı halk devletin gücünü göstermesini istedi. Ve devlet bundan dolayı devreye girdi.

1 KASIM'DA BENZER TABLO ÇIKMAMASI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

Siz aynı zamanda parti yönetimindesiniz, genel başkan yardımcısısınız, anketler de yaptırıyorsunuz. 1 Kasım'da 7 Haziran seçiminden sonraki tablodan çok farklı bir tablo çıkar mı? Benzer tablonun çıkacağı yorumları da var.

Benzer tabloların çıkmamasını sağlayacak vaatlerimiz, bizim çalışma tarzımız normal bir demokratik ülkede olması gereken gibi. Biz bölgede halkımızın taleplerine, beklentilerine meşru sınırlar içerisinde demokrasinin alışıldık sınırları içerisinde karşılık vermeye çalışıyoruz. Daha iyi programlar, daha iyi ekonomik programlar daha iyi toplumsal gelecek vaat etmeye çalışıyoruz. Bu vaatlerimize halkımızın daha iyi ikna olacağını düşünüyoruz. Halkımızın karar alma sürecini etkileyebilen güvenlik, korku, endişe gibi şartları da düzeltmeye çalışacağız bu süreç içerisinde vaktimiz yettiği kadarıyla.

‘1 KASIM SEÇİMİ TEK BAŞINA İKTİDAR ÇIKARABİLİR'

1 Kasım seçimleri tek başına bir hükümet çıkarabilir mi size göre?

Çıkarabilir, yani çıkarabilmesini umuyoruz. Bizim şu anda beklentimiz ve umudumuz o istikamette.

1 Kasım seçimlerinde benzer bir tablo çıkarsa, koalisyon süreci daha mı kolay işler?

Benzer bir tablonun çıkmamasını tabi ki her şeyden önce arıyor olacağız. Bizim çünkü hedefimiz şu anda tek başımıza iktidar olmak. Diğer partilerin hiç birisinin böyle bir hedefi yok. Bir tek bizim böyle bir hedefimiz var. Diğer partilerin böyle bir ihtimale yakınlıkları bile yok. Hayal bile edemiyorlar.

'BENZER TABLODA SONUNA KADAR SEÇİM TEKRARLANMAZ'

7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyon kurulamadığı için Cumhurbaşkanı kararı ile seçimlere gidiliyor. 1 Kasım'da çıkacak olan benzer bir tablo yeni bir seçimi mi doğurur, yoksa bir koalisyon kurulabilir mi,  7 Haziran süreci bir koalisyon alt yapısını da oluşturdu mu, daha mı kolay olur bir koalisyon?

Tabi eğer hep aynı tablo çıkarsa sonuna kadar seçimlere gidilmez yani seçim tekrarlanmaz. Aynı tablo çıktığı takdirde bunun halk tarafından iki defa pekiştirilerek verilmiş bir mesaj olduğu için o doğrultuda işlem yapmak daha kolay olmuş olacak. Çünkü neticede bu seçimi halk istedi, sorulduğu zaman halka bir koalisyon istemediği biliniyor, halkın yüzde 70'i koalisyona karşıymış. Ama ortaya çıkardığı seçim tablosu bir koalisyon.  Bu tablodan sonra anketlere bakıldığı zaman kendi seçmenimiz de CHP seçmeni de iki partinin birbiriyle koalisyon yapmasına şiddetle karşı olduklarını söylediler. Ama aynı şey yeni bir seçimde tekrarlanırsa, her iki seçmenin bu konudaki kanaatinin değişebileceğini varsayıyoruz. Ama tabi ki Allah bilir o dönemde şartlar nasıl olacak? Büyük bir ihtimalle öyle bir durumda artık seçime gidilmeyeceği bilgisi ve gerçeği herkes tarafından takdir edilecektir, o zaman belki koalisyon daha kolay gündeme gelecektir.

‘SEÇİLENLER YERİNİ KORUR AMA YENİ BİR KOMPOZİSYON DA OLUŞUR'

1 Kasım seçimleri için AK Parti'ye yapılan milletvekili adaylık başvuruları ne durumda? Çok yoğun bir ilgi var mı? Üç dönem kuralı da 1 Kasım için kalktı, listelerde çok büyük değişiklikler olur mu?

Olur tabi ki, yeni bir liste oluşturulacak ama listede büyük bir ihtimalle (7 Haziran'da) seçilmiş olan insanların önemli bir kısmı yine yerlerini koruyacaklardır. Ama tabi 70 kişi var (üç dönem kuralı nedeniyle 7 Haziran'da aday olamayan). Onların da yeniden müracaatları söz konusu. Yeni bir kompozisyon oluşacaktır