Kremlin: G7 katılımcılarının Rusya ile ilişkileri düzeltirken sağduyulu olmasını umuyoruz

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, G7’de yer alan tüm ülkelerin Rusya ile ilişkileri restore ederken sağduyulu olmalarını beklediğini belirtti.

ABD Başkanı Donald Trump G7 zirvesinde Rusya'nın gruba yeniden alınması ihtimalini "Bazıları Rusya'yı yeniden G7'de görmek istiyor. Bence bu dünyada pek çok şey için yararlı olurdu. Bence olumlu bir şey olurdu. Bazıları benimle aynı görüşte" diye değerlendirirken, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Rus basınına konuşan Kremlin Sözcüsü, G7’de yer alan tüm ülkelerin Rusya ile ilişkileri restore ederken sağduyulu olmalarını beklediklerini belirtti.

“G7’yi ele alacak olursak, Rusya’nın bu grupta yer alan çoğu ülkeyle ilişkileri eski haline geliyor ve şu anda gerek Fransa gerekse de İtalya ile oldukça olumlu minvalde devam ediyor” diye konuşan Peskov, Rusya’nın Almanya ve Japonya ile geleneksel olarak yakın ilişkiler içinde olduğunu hatırlatarak ekledi:

"Şimdilik bazı ülkelerle ilişkileri restore etmede başarı sağlanamıyor, ancak biz er veya geç sağduyunun üstün gelmesini umuyoruz."

‘NORMANDİYA DÖRTLÜSÜ FORMATINDAKİ ZİRVE İÇİN ÇALIŞMA YAPILIYOR’

Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa'nın yer aldığı ‘Normandiya Dörtlüsü’ formatında yeni bir zirve yapma olasılığının değerlendirildiğini doğrulayan Kremlin Sözcüsü, ancek zirve öncesinde büyük bir ‘ödev çalışmasının’ yapılması gerektiğini ifade etti.

Peskov, “Böyle bir zirvenin düzenlenmesiyle ilgili olasılıklar gerçekten de değerlendiriliyor, ancak daha önce oldukça büyük bir ‘ödev çalışmasının’ yapılması gerekiyor" dedi.

‘ÇİN VE HİNDİSTAN’SIZ KÜRESEL KOORDİNASYON MÜMKÜN DEĞİL’

G8 formatının yeniden oluşturulmaması halinde Rusya’nın G7 ile daha sıkı bir koordinasyona hazır olup olmayacağı yönündeki soruya Peskov, her işbirliğinin nihai bir amacının olması gerektiği şeklinde yanıt vererek şöyle devam etti:

“Gerek politik, gerekse de jeopolitik ve ekonomik süreçlerle ilgili koordinasyon, elbette ki dünyanın büyük ülkelerinin katılımıyla yapılması halinde daha etkili olur, çünkü Çin’in, Hindistan’ın yer almadığı makro politikayı ve makro ekonomiyi konuşmak pek mantıklı olmaz.”