Reuters'a konuşan NATO’dan üst düzey kaynaklar, Ankara'nın NATO elçisine söz konusu plana imza atmamasını ve ittifakın YPG'yi resmen terör örgütü olarak tanımasını talep ettiğini öne sürmüştü.
Sputnik’e konuşan Rus siyaset bilimci, ekonomist Aleksandr Dudçak, mevcut şartlar altında Türkiye’den farklı bir tutum beklemenin şaşırtıcı olacağını söyledi:
“Türkiye egemen bir devlet olduğunu gösteriyor ve NATO ülkelerinin Rusya karşıtı kampanyalarına katılmıyor. Türkiye’nin şu anda Rusya’yla ilişkilerini geliştirdiği ve önemli gaz boru hattının inşa edildiği bir dönemde, NATO’nun “Rus tehdidinden korunma” gibi saçma planlarına destek vermesi şaşırtıcı olurdu. Türkiye, Moskova’yla işbirliğine önem veriyor. Avrupa’da kaynakların ne zaman dağıtılacağını bekliyorlar. Bana göre, bu gün onlar için bu daha önemlidir. NATO varlığını sürdürmek için yeni bahaneler buluyor, oysa bu “organize suç örgütünün” çoktan dağıtılması gerekiyordu. Ancak onlar her seferinde yeni bahaneler buluyorlar. Ya Sırbistan’ı engel görüyorlar ya da Rus tehdidi uyduruyorlar.”
Rusya-Türkiye işbirliğinin bazı konularda görüş ayrılığı olmasına rağmen sağlam bir temeli olduğunu belirten Dudçak, “Harita üzerinde yan yana bulunan ancak aralarında hiçbir çelişki olmayan iki ülke gösterin. Böyle bir örnek yoktur. Bugün ilişkiler çok iyi durumda, bunun için üzülmenin ya da sevinmenin gereği yok, sadece gerçeklere bakmak yeterli. Gelişim perspektifi ve birbirimize saygı duymamızı gerektiren karşılıklı çıkarlar var” ifadelerini kullandı.
Moskova, Rusya’nın hiç bir NATO ülkesine saldırma gibi bir niyetinin olmadığını defalarca vurguladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, NATO’nun da bunu çok iyi bildiğini ancak, Rusya sınırırları yakınında askeri varlığını güçlendirmek için bahane olarak kullandığını belirtti.
Temmuz 2016’da Varşova’da düzenlenen zirvede NATO’nun uluslararası taburlarının Litvanya, Letonya, Estonya ve Polonya’da konuşlandırılmasına karar verildi. Taburların oluşturulması görevini Almanya, İngiltere, Kanada ve ABD üstlendi.
