Emekli Tuğgeneral Tanyeri: FETÖ balyoz davasının içindeydi ama hükümet de buna destek verdi

Zafer Arapkirli ile Seyr-ü Sabah’a konuk olan balyoz davasının önde gelen isimlerinden Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, ‘Balyoz Kurgusu Dijital Terör ile 15 Temmuz’a’ kitabını RS FM’de anlattı.

Emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, ‘Balyoz Kurgusu Dijital Terör ile 15 Temmuz'a' kitabını, ‘Kitabın kapağı bu davada başrolü oynayan unsurlardan bazıları. Bavul mesela, biliyorsunuz birinci ordudan nasıl çıkarıldığı hala tespit edilemeyen belgeleri temsil ediyor. Kapakta yer alan el yazım taklit edilerek hazırlanan bir CD, balyoz davasında delil olarak sunulmuştu. 2002'de yazılan ‘Balyoz Planı' calibri fontuyla yazılmıştı. Plan seminerinde sıkıyönetim ile ilgili konuşulan konuları çarpıtarak darbe planına çevirip sahte bir plan yapmışlardı. Yandaş medya ile ‘darbe planı, camiler bombalanacak, herkes fenerbahçe stadına toplanacak' gibi bir algı operasyonu yapıldı. Bunun sonucunda özel yetkili mahkemelerin bütün delillerinin sahte olduğunu ispatlamamıza rağmen 18 yıl ceza aldık ve 4 yıl haksız yere cezaevinde kaldık" şeklinde özetledi.

Süha Tanyeri kitabı cezaevinde kaleme almaya başladığını söyledi:

"Çok kitap yayınlandı bu konuda. Bu kitabı yazmamın amacı bilgilendirmek. Kamuoyu yeteri kadar bilgilendirildi diye düşündüm. Benim yazmama gerek yok diye düşündüm. Ama 15 Temmuz'dan sonra anladım ki benim bu kitabı yazıp tarihe not düşmem gerekiyor. Çünkü her şey çabuk unutuluyor. Bir daha bunu yaşamayalım diye yazdım. Kitabın arkasına şunu yazdım: Bir zamanlar vesayet altına girmiş yargının neler yapabileceğini, insanların yaşama haklarını nasıl ayaklar altına alabileceğini ortaya koymak, tekrar hatırlatmak için, bu kitabı yazmaya karar verdim."

‘ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR' YAZISI HAKİMLERİN GÖREBİLECEĞİ BİR YERDE OLMALI'

Devlete ve yargıya kırgın olduğunu belirten Tanyeri, "Son zamanlarda bazı ifadeler var, bizi yargılayanlar FETÖ çetesiymiş diye. Ben buna katılmıyorum. FETÖ çetesi bunun içindeydi ama buna destek verenler de vardı. Çıkarttıkları yasalarla, verdikleri ifadelerle, o zaman hükümette bunu resmen destekledi. Ortak bir sorumluluktan söz ediyorum. Çünkü bizi yargılayan hakimler, savcılar, emniyettekiler FETÖ mensubuydu diyelim. O dönemde şöyle bir yasa çıktı: Hakimlerin verdikleri hatalı kararlardan dolayı açılacak tazminat davalarının ödemeleri yine hakimler tarafından yapılıyordu. Ama bu yasayla, tazminatı hakimler ödemeyecek devlet ödeyecek, dediler. Devlet isterse hakimlere ödettirecek. Dolayısıyla bu kararı veren hakimleri devlet koruma altına aldı" dedi.

Ben her zaman yargının tarafsız olmasını savunuyorum. Mahkemede hakimlerin arkasında ‘Adalet mülkün temelidir' yazısı var. Devletin temeli demek o söz, yani yargı adil olacak ki devletin temelleri sağlam olsun. Aslında o yazının yeri yanlış. O yazı hakimlerin arkasında değil, hakimlerin görebileceği bir yerde önlerinde olması lazım ki, hakim kararını verirken hep baksın, ‘Ben vereceğim kararla devletin temellerini ayakta tutacağım. Dolayısıyla adil olmam gerekir' desin.