AK Parti'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın istifası sonrası yaşanan hareketlilik sürüyor. Topbaş'tan sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek başta olmak üzere altı belediye başkanının daha istifa edeceği konuşuldu. Gazeteci Muharrem Sarıkaya bu iddiaları Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah'a değerlendirdi:
"Bugüne kadar rastlanmadık bir şekilde siyasal bir harekete tanıklık ediyoruz. O da şu: Uzun süredir belediye başkanlarının il başkanları veya parti başkanlarının üzerinde bir tahakküm sonucu yarattıkları, belediyelerin ihale kurumuna döndüğü ve bazı konuların da parti politikalarına aykırı bir şekilde hayata geçirildiği görüldü. Bu belediye başkanlarının yolsuzluktan, hırsızlıktan veya FETÖ'den alındığı, eğer böyleyse neden haklarında hukuki bir sürecin başlamadığı yönünde muhalefetten gelecek eleştirilerin önünün kesilmesi hedefleniyor. Dolayısıyla o belediye başkanlarının görevden alınmasıyla birlikte bundan sonraki süreçte tavırlarının da etkili olacağı vurgulanıyor. Eğer belediye başkanları kendi rızalarıyla ve sakin bir şekilde görevden ayrılır, bundan sonra da parti politikalarından sapmazlarsa onun karşılığını da alacağı yönünde o belediye başkanlarına verilmiş bir mesaj var."
Gökçek'in istifası ile ilgili AK Parti'nin yetkili isimlerinden bilgi aldığını belirten Sarıkaya, "Gökçek'in istifasına ilişkin partinin yetkin ismiyle konuştum. Bana aynen şu şekilde söyledi: ‘Gökçek'in gidip gitmeyeceği, bundan sonraki süreçte izleyeceği tavra bağlı'. Daha yetkin bir isimse bana şunu söyledi: ‘Bundan sonra kal desek kaldı olmaz, git desek gitti olmaz'. Yani kalsa bir türlü, gitse bir türlü, şeklinde bir cevaptı. Gelinen noktada Gökçek ile ilgili bir karara varılmış. Ama bundan sonraki süreçte Gökçek'in hangi statüyle hangi durumda kalacağı da kendi tavrına bırakılmış. Parti yöneticileri tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın değişeceğini söylediği illerin arasında Ankara'nın da olduğu söyleniyor. Peki bu kesinlikle gideceği anlamına gelir mi, diye sorduğumda net bir yanıt verilemiyor. Yani bu Erdoğan'ın nasıl bir 'son karar tavrı' geliştireceğine bağlı" dedi.
"Zaten Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) uzun süredir belirli bir yorgunluk içindeydi" diyen Sarıkaya şöyle devam etti:
"Bunun adına ister metal yorgunluğu ister zihniyet yorgunluğu deyin isterseniz seçmenle olan münasebetlerini iş ve işçi bulma kurumu veya ihale merkezlerine dönüştürme sorunu deyin. Uzun süredir AK Parti kendi toplumsal tabanının hızla değişen taleplerine uygun siyaset üretmekte zorlanıyordu. Bu zorlanmadan dolayı bir süredir yeni bir değişim aracı bulup onun üzerinden seçmenden gelen tepkileri de yatıştıracak. Onların eleştirilerini ‘Evet, ben senin eleştirilerini duydum, yerine getiriyorum' mesajıyla dolduracak bir yöntem arıyordu. Ve bu yöntemin il ve ilçe başkanlarının değişim sürecini başlatmakta buldu.
Dolayısıyla bundan sonraki süreçte bu değişimin devam edeceğini dün sohbet ettiğimiz teşkilattan sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş da açık bir şekilde dile getirdi. Daha önceden değişimin olduğu yerlerin bulunduğunu, 18 il başkanının daha önce değişmiş olduğunu bu kısa sürede 22 il başkanının görevden alındığını bunlara 5-6 ekleme daha yapılabileceğini söyledi. Bu normal bir değişim. Üzerine bir algı mesajı yüklenerek kamuoyuna verildi."
