00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:01
5 dk
GÜN ORTASI
12:06
83 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
9 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
3 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
54 dk
HABERLER
15:00
5 dk
SPOR BÜLTENİ
15:30
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
10 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
ÖZEL RÖPORTAJ
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Radyo Sputnik'in sorularını yanıtladı
19:10
81 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0

Ankara Barosu Başkanı Canduran: Rüşvet verenler kader mahkumu değildir

27092018 - Seyri Sabah
Abone ol
Ankara Barosu Başkanı avukat Hakan Canduran, Seyr-i Sabah programında AK Parti ve MHP arasında tartışılan af konusuna açıklık getirdi. Canduran, kamuoyuna sunulduğu haliyle çocuk kaçıran, rüşvet veren ve sahtecilik yapanların kader mahkumu olmadığını dile getirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu - Sputnik Türkiye
GÖRÜŞ
CHP’li Tanrıkulu: Af ile cezaevleri boşaltılıp yeni bir siyasal yönelim mi olacak?
Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana ülke gündemini meşgul eden, MHP'nin ısrarla üstünde durduğu af konusu, AK Parti ile yapılan müzakereler ışığında yine gündemde üst sıralara tırmandı. Konuyla alakalı Seyr-i Sabah programında değerlendirmelerde bulunan Ankara Barosu Başkanı Avukat Hakan Canduran,
MHP'nin konuyu kader mahkumlarının hapisten çıkması olarak tanımladığını dile getirirken kader mahkumluğunun Türk ve evrensel hukukta bulunmadığını belirtti:

‘ÇIKAR ZEMİNİ İÇİN HAZIRLANMIŞ GİBİ GÖRÜNEN BİR AF'

Cezaevi - Sputnik Türkiye
AK Parti'den af teklifine 4 çekince
"Bu bir genel af değil. Özel af kapsamı içinde değerlendiriliyor. Ama benim kanaatimce infaz yasasında değişiklikler var. Ne ceza yasasına, anayasaya ne hukuki belirlemelere uygun değil. Hiçbirini birebir tutmuyor. Bir ülkenin ceza adalet sisteminde iki önemli husus var: Adil yargılama ve sonrasında cezanın etkin uygulanması. Eğer siz cezayı etkin uyguluyorsanız devlet ve toplumsunuz demektir. MHP ceza evlerinin çok dolu olması gerekçesini koyuyor ortaya. Kapasite 211 binmiş, 264 bin kişi kalıyormuş. Kader mahkumluğunun önlenmesi gündeme getiriliyor. Göçmen kaçakcılığı yaparsanız, çocuk kaçırma, sahtecilik, rüşvet gibi şeyleri yaparsanız kader mahkumu mu olursunuz? Mümkün değil.

Kader mahkumu hayatında ve ilk defa istemeyerek veya bazen törelerin getirdiği zorlamalarla yapmak zorunda kalınan ama topluma zarar vermek istemeyen, sonrasında pişmanlık duyulan suçlar olarak nitelenebilir. Toplumu yaralayan, göçmen kaçakçılığı yapan çocuk ticareti yapan, adam yaralayanlar kader mahkumu olabilir mi? Cinsel içerikli suçlar ayrı tutuluyor güya ama aile içi şiddet bunun içine giriyor. Kader mahkumluğu, toplumun geçmişinden gelen bir söylemi toplumu inandırmak için kullanılması anlamına geliyor. Kader mahkumluğu Türk hukuk sisteminde veya evrensel hukuk siteminde zaten yok. Kimse kimseyi kandırmasın.

Emrah Serbes tutuklandı - Sputnik Türkiye
Af teklifi yasalaşırsa: Emrah Serbes ve Alaattin Çakıcı tahliye olacak, Çağatay Ulusoy cezaevine girmeyecek
Alaattin Çakıcı bir kader mahkumu mudur? Çakıcı, suçu sabit bir biçimde mahkumiyet çekmekte ve suçları sabit bir kişidir. Özel afla onu kapsamak amaca haiz olmaktır. Siyasilerin yaptıkları, topluma zararlı olan kişilerin salıverilmesi ve onlara özgürlük verilmesi anlamına gelmektedir. Çakıcı da bundan etkilenecektir. Bunun toplumsal bir amaçtan çok, çıkarlara yönelik bir amaca hizmet ettiği görülmektedir.

Özel af, genel af anayasada düzenlenmiştir. Bu özel af kapsamına da sokulsa sonuçları itibarıyla TBMM Genel Kurulu'nda özel bir çoğunlukla, yani Anayasa'nın 87. maddesindeki çoğunlukla, 360 milletvekili sayısıyla yasalaşabileceğini düşünüyorum. Kanunun adını veya vasıflarını değiştirerek genel af kapsamından çıkartıp, salt çoğunlukla karar edecek şekle getirmeye çalışsanız da bu anayasa mahkemesinden döner. Siz bunu özel af kapsamına sokup toplumda çok az uygulanan bazı şeylerle genel af kapsamından kaçırmaya çalışırsanız bazı mahkum ve tutuklular bireysel olarak anayasa mahkemesinde başvurup hak aramaya başlayacaklardır. Kanun teklifi, bu haliyle hukuki bir zeminde hazırlanmamış siyasi ve çıkar zemininde hazırlanmış gibi görünüyor. Ben mecliste 360 sayısını bulabileceklerini düşünmüyorum.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı - Sputnik Türkiye
AK Partili Yazıcı: MHP'nin af gerekçelerine saygı duyarım ama katılmam
Devleti yöneten hükümete verilen yetkiler içinde devlete karşı işlenen suçların iki açıdan düşünülmesi lazım: Siyasi suç denen bir kavram var. Çağdaşlıktan uzaklaşılması veya yakınlaşılması halinde bazı suçlar siyasi kabul ediliyor ve suç olmaktan çıkarılıyor. 80 öncesinin bazı suçları şimdi suç olarak nitelenmiyor mesela. Şu anda KHK suçları diye bir kavram var. Devlete karşı işlenen suç siyasi ise bir süre sonra yaşamın gereği affedilebilir. Ama kişilerin birbirlerine karşı işledikleri suçlarda mağdurlar affedici olabilmeli. Ama kanuna bakarsanız süresi 6 ayı geçen suçlarda affetme yetkiniz yok. Devlet böylesi bir durumda yargı sürecini eline alıp sizin affetme yetkinizi elinizden alıyor. Devlete karşı işlenen siyasi suçlar var, FETÖ var. Yarın, FETÖ siyasi bir yapıdır, devlete karşı işlenen siyasi suçlardan devlet genel af getirerek kurtulabilir de denebilir. İleri dönüp bakıldığında daha büyük tehlikeler, PKK gibi grupları siyasi nitelendirmelerle affedilmesi de söz konusu olabilir. Yaklaşık 17 yıldır Ankara Barosu, Türkiye Barolar Birliği gibi kurumlara kanun tasarılarıyla ilgili görüş sorulmamaktadır. Almanya'da hukuka ilişkin, affa ilişkin veya yargıya ilişkin kanun çıkacaksa mutlaka meclis veya teklifi sunan kişiler, baroya bunu resmi olarak iletirler. Ortak müzakereler yapılır, birçok yasanın evrensel hukuk kurallarına aykırı çıkmasını engelliyorlar. Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarından hiçbir şartta görüş istenmiyor."

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала