Son birkaç yıldır kadınların nafaka durumu, en önemli kadın hakkı tartışmalarının başında geliyor. Aslında erkeklerin de kadınların da alma hakkı olan nafaka, kadınların çalışma şartları ve eğitimleri çok kısıtlı olduğu için en çok kadınlara veriliyor. İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu, "Kadını güçlendirmeden nafaka ile ilgili kanunda değişiklik yapılmamalı" dedi:
‘KAYIT DIŞI ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARIN ÜLKESİYİZ’
Yapılanların bedeli idari para cezası. Patron bakıyor çocuk çalıştırmayı küçük bir para cezasıyla telafi edebiliyorsa, bunu yol olarak sürdürüyor. Ailelere, topluma, herkese ve devlete iş düşüyor. Bir kez daha farkındalık oluşturmak için bu sorunları dile getiriyoruz. Umarım her kesim ve yurttaş yapması gerekeni düşünür. Hollanda çocuk işçilerin ürettiği malları almama konusunda bir yasa çıkardı. Birçok ülkenin de var. O ülkeler bu mağduriyete yol açan ülkelere yaptırım uyguluyor demektir bu.
‘O KADIN 2-3 ÇOCUĞA BAKARKEN NASIL ÇALIŞACAK?’
Nafaka konusu ne zaman ortaya çıktı? 2016 yılında TBMM’de bir araştırma komisyonu raporu açıkladı. Aile bütünlüğünü olumsuz etkileyen sebepler araştırıldı. Sonuç bölümünde kanunlarda değişiklikler öneriliyordu. Öyle bir rapor ki sadece iktidar partisinin oylarıyla geçti. Orada nafaka maddesi değiştiriliyordu. Erkeklerin üstündeki ipoteğinden kurtulması maddesi vardı. İstanbul sözleşmesi kaldırılsın deniyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele sözleşmesi bu. Türkiye 2014’te onaylayıp imzalamıştı. 6284 no’lu yasa ona bağlı olarak çıkarıldı. Şiddetle mücadele için koruma kararları gayet güzel yapıldı. Birden fazla kişi çocuğa tecavüz etmişse birisi evlenirse diğerlerinin cezası düşüyordu. Nafaka medeni kanunda iki maddede düzenlendi. Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşen taraf deniyor. Bu sadece kadına değil erkekler de alabilir. Peki neden sadece kadınlar? Çünkü onların istihdamı durumu düşük, okuma yazma oranı düşük. Bir evlilik bitince yoksulluğa düşen taraf hangisi? Hep kadın oluyor. Kadın yeniden evlenirse, miras kalırsa o takdirde kesilir deniyor. Yani kesilmesi için belli kriterler var. Bunu hayat boyu diye nitelendirmek mümkün değil. İki taraf da isteyebilir deniyor ama kadının durumu malum, onların daha çok talep etmesine neden oluyor. Kadını güçlendirmeden kanunda değişiklik yapılmamalı. Kanunlar değiştirilirken o içinde yaşanan zamana göre değişiklik yapılır.Nafaka ödememenin yaptırımı var ama kadınlar bunu kullanmaktan korkuyor. Gelecek hafta İstanbul Barosu araştırmasını açıklayacağız. 15 bin kadın adli yardımdan avukat ataması talep ediyor. Orada boşanma ve nafaka konusunu tarıyoruz. Orada baktığımızda nafakalar 200-300 TL ve onların da ödenmediğini görüyoruz. Ödenmeyenlerin oranı çok yüksek. Kadına nafaka bağlanıyor, onlar da tembellik yapıyor çalışmıyor deniyor. 2-3 çocukla nasıl çalışacak bu kadın? Çocuğunu bırakmadan nasıl çalışacak? Kadının durumu değişmedikçe ya da yerel yönetimlerin üstüne düşen görevleri yapıp kreş açmadıkça kadının çalışması mümkün değil. O yüzden diyoruz ki kadının nafakasına dokunmayın. Bunun için bir nafaka platformu oluşturduk. Sonuçlarını çıkarıp bir imza kampanyası yaptık.”