'Hükümetin Esad'lı geçişi kabulden başka çaresi yok'

Türkiye'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın dahil olduğu bir siyasi geçiş sürecini kabul etmeye hazır olduğu açıklamalarını muhalefet temsilcileri geç de olsa olumlu karşılarken, hükümetin, geçiş sürecinin sonunda Esad'ın gitmesi şartını ise inandırıcı bulmadı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, hükümetin Esad'lı geçiş sürecini kabul etmek zorunda kaldığını ifade ederek, "Şimdi baktılar ki bunun başka çaresi yok, şimdi böyle derler, altı ay sonra koşullar başka şekilde olsa o şekilde konuşurlar. Dolayısıyla hiç bu sözlere bakmamak lazım" dedi.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise hükümetin politika değişikliğini "zararın neresinden dönülürse kârdır" sözleriyle yorumlarken, geçiş sürecinin sonunda Esad'ın gidip gitmeyeceğine Suriye halkının karar vereceğini söyledi.

ÖZÇELİK: KEŞKE BİZİM SÖZÜMÜZE GELDİLER DİYEBİLSEM

Bugün Türk basınına ve Reuters'a isimlerinin açıklanmaması kaydıyla konuşan 'üst düzey hükümet yetkilileri', Türkiye'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın altı ay sonunda görevi bırakacağı bir siyasi geçiş sürecini kabul etmeye hazır olduğunu söyledi. Aynı haberlerde Türkiye ve aralarında ABD'nin de bulunduğu müttefikleri altı ay sürecek geçiş sürecinde Esad'ın ‘sembolik' cumhurbaşkanı rolüyle yönetimde kalmasına sıcak baktıkları iddia edildi.

Konuya ilişkin Sputnik'e konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, AK Parti yönetiminin, dışarıdan gelen baskı sonucu bu noktaya geldiğini söyledi. Özçelik, "Muhalefet olarak hükümete ‘Aklını başına al da Rusya, İran, Suriye'de Esad rejimi ile oturup bu ölümlere bir son verip doğru dürüst bir nihai çözüm bulalım' diye biz laf etmekten bir hal olduk. Keşke ‘Bizim sözümüze geldiler' diyebilsem çok mutlu olurum ama sanki yine dışarıdan, şuradan, buradan baskı yediler, onun neticesinde bizim söylediğimize gelmek zorunda kaldılar" dedi.

CHP, Türkiye'de bir Suriye konferansının toplanması ve buraya Rusya, ABD, İran ve Esad yönetimi dahil Suriye'deki taraflar ile Arap Birliği'nin davet edilerek bir çözüm üretilmesi gerektiğini konusunda hükümete birçok defa çağrıda bulunmuştu.

'ALTI AY ŞARTI LAFTA, O ZAMAN DA BAŞKA ŞEKİLDE KONUŞURLAR'

AK Parti hükümeti döneminde 2012'de Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevini de üstlenen emekli büyükelçi CHP'li Özçelik, hükümetin altı ayın sonunda Esad'ın gitmesi şartını inandırıcı bulmadı.

Özçelik, AK Parti hükümetleri döneminde birçok defa önceki beyanların aksi yönde politikalar izlendiğini dile getirerek şöyle konuştu:

"Şimdi baktılar ki bunun başka çaresi yok, şimdi böyle derler, altı ay sonra koşullar başka şekilde olsa o şekilde konuşurlar. Dolayısıyla hiç bu sözlere bakmamak lazım. Hükümet şu anda öyle mi demiş, aklı başına gelmiş, biraz o tarafa gidecek diye bakmak lazım. Bundan sonra baktılar bir yıl daha mı kalması gerekiyor Esad'ın, derler ki ‘Sadece bunun üzerine bir yıl kalmak kaydıyla…' Bunlar lafta kalan şeyler."

'HÜKÜMETİN ZORLA DA OLSA BU YÖNE GELMESİ OLUMLU'

Suriye'de bir çözüm yoluna girilmesinden mutlu olacaklarını vurgulayan Özçelik, "Suriyeliler çok çekti, burada tek çözüm yolu bu, başka bir yolu yok bunun, şu anda Esad olmadan masaya oturmuyorlar, Rusya da İran da bu yönde düşünüyor, ABD de bu yönde düşünmeye başladı. CHP olarak biz zaten daha öncesinden bunun böyle olması gerektiğini söylemiştik. Şimdi artık hiç değilse bunların mezhepçi kafaları bir türlü değişemez ama bu yöne zorla imale edilmiş olmaları dahi netice itibariyle olumludur. Bunun üstüne gidip bir an önce görüşmelerin başlaması gerekiyor en azından şu kanlı çatışmalara son verilmesi için" diye konuştu.

BİLGEN: ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLÜRSE KÂR

HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ise Türkiye ve müttefiki olan bazı Körfez ülkelerinin Suriye'de istikrarsızlığın ve kaosun devamı yönünde ısrarlı bir tutum izlediği için bugüne kadar Suriye'de çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Hem uluslararası kamuoyunun hem de Suriye iç kamuoyunun beklentisinin bir an önce çatışmasızlık ortamının sağlanması ve bir geçiş döneminin planlanması olduğunu kaydeden Bilgen, "Geçiş döneminin planlanmasında elbette ki anayasa yapımı ve bir seçim takviminin işletilmesidir esas olan şey. Burada ‘şununla asla olmaz' yaklaşımı uzlaşma ve çözüm sürecinin geciktirilmesinden başka bir şeye hizmet etmez. Türkiye'nin şimdiye kadarki inadından ve ısrarından vazgeçip böyle bir geçiş dönemi planlamasına olumlu yaklaşması hatanın neresinden dönülürse kardır mantığıyla düşünülmelidir" dedi.

'ALTI AY SONRA KİMİN GİDECEĞİNE SURİYE HALKLARI KARAR VERİR'

Türkiye'nin Esad'ın geçiş süreci sonunda görevinden ayrılması şartını da değerlendiren Bilgen, "Altı ay sonra kimin gidip gitmeyeceği konusu nasıl bir Suriye denkleminin kurulacağı, nasıl bir anayasanın egemen olacağı konusu Suriye halklarının, Suriye'de yaşayan bütün etnik kimlik ve inançların tercihiyle şekillenecektir" dedi.

'SURİYELİ KÜRTLER'İN GELECEKLERİNİ BELİRLEME HAKKINA SAYGI DUYULMALI'

Türkiye'nin sadece Esad konusunda değil Suriyeli Kürtler konusunda da politika değişikliğine gitmesi gerektiğini söyleyen Bilgen, "Suriye'de hem Esad konusundaki yaklaşım, hem de Kürtler'in kazanımlarıyla ilgili yaklaşım Türkiye'nin aslında kendisini de riske sokacak, kendi geleceğini de tehlikeye atacak ve kendi hareket alanını da daraltacak yaklaşımlardı. Sadece Esad konusunda değil Kürtler konusunda da Türkiye'nin artık bir yüzleşmeye girmesi, ve Suriye'de bütün kimlikler gibi Kürtler'in de kendi geleceklerini belirleme hakkına saygılı davranması gerekir" diye konuştu.