Şiddetsiz Toplum Derneği Yönetim Kurulu, iftar öncesi TRT’de yayınlanan iki ayrı programda, iki konuşmacının “Namaz kılmayan hayvandır” ve “Kadınların arkasından bakmak normal, ancak Bektaşi gibi bakmamak gerek” şeklindeki sözlerinin, farklı insanlara, inançlara ve kültürlere karşı ağır şiddet suçları olduğunu bildirdi. Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
‘İNANÇLAR VE KÜLTÜRLER ÜZERİNDEN AĞIR ŞİDDET SUÇU’
“Namaz Kılmayan Hayvandır' sözünden kimse alınmamalıdır. Çünkü, konuşmacı, Müslümanlık dışındaki diğer dinlere inananları, namaz kılmayanları ve hayvanları aşağılamak, rencide etmek ve ötekileştirmek isterken, aslında onları yüceltmiştir. Konuşmacı, dört dinin de hak dini olduğunu kabul eden İslamiyet’i bilmediğini göstermiş, aslında kendisini ötekileştirmiştir. Konuşmacı, bazı hayvanlara 'vahşi' diyen insan soyunun, tarih boyunca insanlara, çevreye ve hayvanlara kıyarak, asıl 'vahşi' canlının insan soyunun içinde bulunduğunu da göstermiştir. İnsan soyu bugün de, yine acımasız bir şekilde, insanlara, hayvanlara ve çevreye 'vahşi' yönünü gösteren 'vahşet' düzeyindeki şiddeti uygulamaktadır.
Bektaşi’nin sadece kadına değil tüm canlılara bakışının, 'yüce, dost ve yaşantımızın ortağı varlıklar' anlamına geldiğini bilmeyen bir diğer konuşmacı da, Bektaşileri incitmek isterken toplum karşısında kendisini ötekileştirmiştir.
Kanımızca, iki konuşmacı da, inançlar ve kültürler üzerinde ağır şiddet suçu işlemişler, Türkiye ve dünya kamuoyu karşısında gerçekten çok çok azınlıkta kalmışlardır. Derneğimiz, farklı inançlara ve kültürlere sahip olan insanlara, sayıları az diye azınlık denmesine karşıdır. Ancak, azınlık bu iki konuşmacıya çok yakışmaktadır."
Şimdi, ilgili kamu kuruluşları ile inanç örgütlerinin, bu iki konuşmacıya yönelik yapabilecekleri işlemleri beklediklerini kaydeden Şiddetsiz Toplum Derneği, "Bu kuruluşlar ve medya, bu tür çağdışı tutumlara karşı özenli olmalıdır. Derneğimiz, yakın geçmişte de yaşanmış olan benzeri uydurmalara, benzer yeni şiddete fırsat vermemelidir. Şiddetsiz Toplum Derneği, Türkiye ve dünya kamuoyu ile İslam Dinine inananlar karşısında azınlıkta kalmış olan bu iki konuşmacıyı hiddet, nefret ve kızgınlıktan uzak, ancak üzüntü ve kaygı duyarak kınamaktadır” dedi.
