21 Temmuz'da tutuklanan hakimler ve savcılar, avukatları Hicran Danışman aracılığıyla AYM'ye gönderdikleri dilekçede, hak ihlaline gerekçe gösterilen işlemlerin Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmeden önce gerçekleştirildiğini hatırlattı. Gözaltı, arama ve el koyma işlemlerinin suçüstü hali olmamasına rağmen, suçüstü yapılmış gibi uygulandığı ifade edilen dilekçede, hakim ve savcıların kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği savunuldu.
BALYOZLU SAVUNMA
Başvuruda, Ergenekon, Balyoz ve askeri casusluk kumpas davalarına da atıfta bulunuldu. Dilekçede, aramalarda ele geçirilen elektronik eşyaların imajlarının alınmadığı ve kopyasının verilmediği, bu haliyle hukuka aykırı delil niteliği kazandığı vurgulandı.AYM'ye yapılan başvuruda, "Yakın geçmişteki bazı yargılamalarda el konulan dijital eşyalara sonradan geriye dönük girdi yapılarak delil üretildiği göz önünde bulundurulduğunda, el konulan dijital eşyalara benzer müdahalelerle delil üretilmesinden endişe edilmektedir" ifadesine yer verildi.
GÖZALTI KOŞULLARI
Nezarethanedeki gözaltı koşulları ile gözaltı işleminden beş gün sonra sorgu hakimliğine çıkarılmalarının da hak ihlali olduğu savunulan başvuruda, "Bir hakim/savcı, toplumun çıkarları yerine kendi küçük çıkarları ya da bir terör örgütü adına hareket ediyorsa, elbet yargılanmalıdır. Ancak bu yargılama masumiyet karinesini hiçe sayarak, yaygın tabirle kurunun yanında yaşı da yakmayı göze alarak yapılmamalıdır" denildi.AYM'ye başvuruda bulunan 6 hakim ve savcı 100 bin lira maddi, 100 bin lira da manevi tazminat talebinde bulundu.
Tüm yorumlar
Yeni yorumları göster (0)
Cevaben(Yorumu gösterYorumu gizle)