Türkiye ile AB’nin mültecileri pazarlık unsuru haline getirdiği, Erdoğan’ın AB’yi tehdit ettiği yönünde eleştiriler devam ederken, Suriye müdahalesi nedeniyle yerlerinden olan milyonlarca insan için çözüm umudu hala uzakta.
AB uzmanı Can Baydarol, AB ve BM’nin mültecilere yeterli derecede yardım ulaştırmadığını ve AB’nin taahhüt ettiği toplamda 6 milyar euro’nun yalnızca 200 milyon euro’luk kısmının realize olduğunu belirtiyor.
Bu miktarın kamptaki bir aylık giderleri bile karşılamayacağını söyleyen Baydarol’a göre yardım yapılmamasının bazı nedenleri var:
“Gerek Avrupa Birliği’nin gerekse Birleşmiş Milletler’in mülteciler konusundaki yardımlarının yeterli olduğu söylenemez. Neden bu yardımlar yapılmıyor diye bakıldığı zaman, Batı dünyasından gelen temel eleştirilere baktığımız zaman özellikle Suriye politikasında baştan beri Türkiye’nin, Avrupa’nın ve Batı dünyasının aynı perspektifte olmaması herhalde ön plana çıkartılmalıdır diye düşünüyorum. Sonuçta Batı dünyasından gelen en ciddi eleştiri, Suriye krizinin bu hale gelmesinin bir numaralı müsebbibinin Türkiye olduğu konusunda genel, yerleşmiş bir kanaat var.
Yakın bir gelecekte, bu paraların nasıl artacağı konusunda özellikle de Türkiye ile Avrupa Birliği arasında mutabakata varılan fakat bir türlü sonuçlandırılamayan, vize meselesiyle ilgili tartışmalar var. Orada da Terör Kanunu’nun Türkiye’deki uygulamalarıyla, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı kanun değiştir demesinin baskısı var. Zaten Erdoğan’ın da bir numaralı eleştirisi o noktada ortaya çıkıyor.”
MERKEL’İN YENİLGİSİ
‘Türkiye ile yaşanan sorunun çözülmesi ve mülteci krizinin atlatılması için en büyük desteği veren’ Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Hristiyan Demokrat Partisi’nin geçen hafta yapılan Berlin’deki eyalet meclisi seçimlerinde ağır bir yenilgi aldığını anımsatan Baydarol’a göre, Merkel’in bu noktadan sonra sunduğu çözümde ne kadar ısrarcı olabileceği artık şüpheli. Zira uzmanların yorumları, Merkel’e Bavyera’dan sonra ikinci kez seçim hezimeti yaşatan etkenin mülteci politikaları olduğu şeklinde. Seçimin kazananlarının göçmen karşıtı söylemleriyle bilinen aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi ve Merkel’in göç politikasına karşı çıkan Sosyal Demokrat Parti olması da bu değerlendirmelere kaynaklık ediyor.
Ankara’nın Geri Kabul Anlaşması’nı askıya alması halinde Türkiye’den Avrupa Birliği’ne mülteci akınının yeniden başlayabileceğini belirten Baydarol, AB ülkelerinin daha sakin düşünmesi, ulusal egoizmlerden vazgeçilmesi, Suriye’deki mülteci krizinin bir insanlık trajedisi olduğunun anlaşılması ve herkesin elini taşın altına koyması durumunda hızlı bir çözüme ulaşılabileceğini ifade ediyor.
‘TÜRKİYE – AB ANLAŞMASI MÜLTECİ KRİZİNİ HAFİFLETEBİLİR’
Türkiye’nin Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapması, AB’nin ise Türkiye vatandaşlarına vize serbestisi sağlaması gerektiğini belirten Can Baydarol, bunun mülteci krizini hafifleteceği görüşünde:
“Bu sağlandığı taktirde AB’den şu an askıda olan yardımlar devreye girer. Türkiye’nin askeri operasyonuyla IŞİD’den arındırılan askeri sahaya Suriyelilerin göç ettirilmesi sayesinde bir rahatlama olabilir mi? Ama bu ne sadece Türkiye’nin ne AB’nin uzlaşmasına bağlı. Gayet tabii burada ABD, Rusya ve aynı zamanda oradaki Kürt yerleşimleri de, kantonları da dikkate alınarak çok boyutlu bir çözüm görmek lazım. Bütün bunlar olursa mülteci krizinin kısmen rahatlatabileceğinden bahsedebiliriz.”