Savcı Yiğit'in soruşturma dosyasına giren yazdığı mektuplarda eşinden çocuklarına iyi bakmasını, çocuklarından derslerine iyi çalışıp annelerine yardımcı olmasını istediğini belirtildi. Yiğit mektuplarda çok sevdiğini yazdığı Erdoğan ile İstanbul Kâğıthane’de ortak tanıdıkları olduğunu, kendisinin onlardan sorulmasını istedi.
Yiğit'in eşi Ayşe İlknur Yiğit, şu ifadeleri kullandı: "Bu mektuplar henüz bize verilmedi. Savcılıkta birine yüzeysel olarak baktım. Mektupta, eşimin, intihar edecekmiş gibi bir ifadesi de yoktu. Yaşananlara, geçici bir süreç gibi bakıyordu. Bu zaman içersinde çocuklara iyi bakmamı istiyordu. Çocuklardan ise derslerini çalışmalarını, bana yardımcı olmalarını beklediğini belirtiyordu. Mektupların üzerinde 19 Eylül tarihi yazıyordu. Beli ki 15 Eylül günü yaşamını yitiren eşim, benim gördüğüm mektup, 19 Eylül pazartesi günü gönderilecekti. Savcılık incelemenin ardından Seyfettin'in bize yazdığı mektupların tarafımıza verileceğini düşünüyorum."
Yiğit, 20 Temmuz'da kendisi gibi gözaltında tutulan bazı meslektaşları ve hakimlerle birlikte çıkartıldığı Sulh Ceza Hakimliği'nce 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan tutuklanarak H Tipi Cezaevi'ne konulmuştu. Yiğit, Kurban Bayramı nedeniyle ailesiyle açık görüş yaptıktan sonra, bayramının 4. günü olan 15 Eylül gecesi, kaldığı koğuşun tuvaletinde kendini çamaşır ipi ile asarak yaşamına son vermişti.