Yetkililer, Erdoğan ile Tusk ve Juncker arasındaki görüşmelerin 'iyi' ve 'yapıcı' geçtiğini ifade ederken, bir kaynak da, "Hiçbir şekilde düşmanca değildi ancak her iki taraf da herkesin malumu olan tutumlarını tekrarlamakla yetindi" dedi.
Ancak BBC Türkçe'nin haberine göre, yetkililer, bundan sonrasında ilişkilerin gidişatını Erdoğan'ın atacağı adımlara bağlı olduğunu belirtti.
'TÜRKİYE İLE ÇALIŞMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK'
Habere göre, AB'de rahatsızlık yaratan diğer konular arasında ise Kürtlerin yanı sıra basın ve akademiye yönelik kötü muamele ve Erdoğan'ın 16 Nisan referandumunun ardından daha fazla güce sahip olmak için attığı adımlar yer alıyor.
Reuters'ın ileriye dönük olarak AB'nin Türkiye ile çalışmaya devam edip etmeyeceği yönündeki sorusuna ise bir başka AB kaynağı, "Başka seçeneğimiz yok" yanıtını verdi.
Erdoğan, daha önceki açıklamalarında AB'ye verdiği sözleri tutması çağrısında bulunmuş ve verilen sözlerin yerine getirilmemesi halinde 'görüşecek bir şeyin kalmayacağını' belirtmişti. Erdoğan ayrıca Türkiye'nin AB ile katılım müzakerelerine devam edip etmemesi konusunun da referanduma götürülebileceğini söylemişti.
AB liderlerinin 22-23 Haziran'da Brüksel'de yapacakları zirvede Türkiye ile ilişkileri ve mülteci anlaşmasını ele alması bekleniyor. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile katılım müzakerelerinin askıya alınması yönündeki çağrıları henüz Avrupa Komisyonu ve liderleri tarafından kabul görmüş değil.