DW Türkçe'nin aktardığı habere göre, örgüt, mart ayından bu yana Türkiye'de en az dört kişinin kaçırılma sonucu kaybolduğunu ifade ederek soruşturma açılmasını istedi. New York merkezli örgüt bu talebini Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e mektup gönderdiği mektupla dile getirdi.
Mektupta Ankara'da yaşandığı belirtilen kayıp vakaları yer aldı. Kamu görevlisi olan ve kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevden alınan bu kişilerin nerede olduklarının tespit edilmesi istendi. Gül'e gönderilen mektupta "Türk makamlar, acilen bu kaçırılma vakalarının yasaklanması için kararlılık sergilemeli, hukuksuz bir şekilde insanların özgürlüğünü elinden alan, işkence ve kötü muamelede bulunan güvenlik güçleri, istihbarat birimleri ve diğer kamu görevlileri hakkında etkili soruşturma yapmalıdır" denildi.
ARAŞTIRILMASI İSTENEN VAKALAR NE?
HRW'nin mektupta yer verdiği vakalardan biri Önder Asan. Ankara'dan yaşayan 41 yaşındaki Asan'ın, KHK ile görevden alınan bir öğretmen olduğu belirtiliyor. Asan'ın Gülen yapılanması ile ilişiği olduğu gerekçesiyle yargılandığı aktarılıyor.
42 gün boyunca kayıp olan Asan'ın gözaltına alındığı, polis merkezinden ailesine telefon edilmesinin ardından tespit edilmiş. HRW'nin mektubunda Asan'ın polis olduğunu söyleyen kişiler tarafından zorla bir araca bindirilirken görüldüğü bilgisi yer alıyor.
Asan'ın vakası ile benzerlik taşıyan dört kişinin daha olduğu belirtiliyor. Mektupta Turgut Çapan, Mustafa Özben, Cemil Koçak ve Fatih Kılıç adlı kişilerin de zorla kaçırıldığı vurgulanıyor. Bu kişilerden yaklaşık dört aydır haber alınamadığı belirtiliyor.
Adalet Bakanı Gül'e gönderilen mektupta Türkiye'nin kayıplar konusundaki siciline de dikkat çekiliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 1990'lı yıllarda Güneydoğu'da yaşanan vakalar yüzünden defalarca Türkiye'yi yaşam hakkını ihlalden mahkum ettiği hatırlatılıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson "Kayıp kişilerin devlet yetkilileri tarafından zorla kaybedildiğini düşünmemize neden olan inandırıcı sebepler bulunmaktadır" ifadesini kullanıyor.
Williamson, "Türkiye makamları yükümlülüklerini derhal yerine getirmeli ve ciddi tehlike altında olabilecek bu kayıp kişilerin yerini tespit etmeli ve serbest kalmalarını sağlamalıdır. Şayet bu kişiler gözaltında tutuluyorsa, derhal bir avukata erişimlerini sağlayarak ailelerine yerlerini bildirmelidir" diyor.
