Hakan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Sevgili Kadir Abi…
Ardınızdan sıralayacağımız kelimelerimiz şunlar olacak: Ilımlıydı… Güler yüzlüydü… Nazikti… Efendiydi… Düzgündü…
*
Aynı zamanda talihsizdiniz de.
Hem de feci talihsiz!
*
Talihsizdiniz.
Çünkü…
Bütün bir belediye başkanlığı döneminizde… Şahsiyetinizi ortaya koyabilmenizin önünde devasa bir engel vardı.
*
Talihsizdiniz.
Çünkü…
Maalesef… Devasa engeli aşmaya ve şahsiyetinizi ortaya koymaya hiç de meraklı ve hevesli değildiniz.
*
İstifanız…
Tarihin en sönük, en heyecansız, en zayıf, en sıkıcı, en belirsiz, en tantanasız, en tuhaf istifası oldu.
*
Düşünün Kadir Abi…
Doğru dürüst…
Neden istifa ettiğinize dair tek bir gerekçe bile sunamadınız size oy verenlere ya da vermeyenlere.
*
Müjdelenmiş bir şehre halkın oylarıyla reis olmuş bir siyasetçi, siyaset sahnesinden böyle mi çekilir Kadir Abi?
*
Yahu Kadir Abi!
İnsan hiç değilse…
Namık Kemal Bey'in 'Hürriyet Kasidesi'ne başvurur ve oradan şu iki dizeyi güngörmüş bir eda ile patlatırdı:
'Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten / Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten…'"
'ÇOK KESİN, ÇOK NET: BİNALİ BEY İSTANBUL'A BAŞKAN ADAYI OLACAK'
*
Teklif gitti… Teklif kabul edildi… Yani şüphe yok, belirsizlik yok.
*
Muhalefet partileri şimdiden hesaplarını buna göre yapsalar iyi olur."