Bu konuda şekerin stratejik önemi olduğunu belirten Gürel, fabrikaların satışının nişasta bazlı şeker ve tatlandırıcı kullanımını arttıracağını, bunun sağlık açısından son derece sakıncalı olduğunu belirtti.
'YURTTAŞLARIMIZI UYARIYORUZ'
Gürer, "Gıda sanayinde, ilaçta, ağız ve diş sağlığı ürünleri ile metal sanayi gibi bir çok alanda kullanılan yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların insan sağlığı açısından önemli riskler taşıdığı bilim adamları tarafından da ifade edilmektedir. Bu nedenle nişasta bazlı şekerin yanı sıra yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ile üretilen ürünlere karşı yurttaşlarımızı uyarma görevini yerine getiriyoruz" diye konuştu.
Satışa sunulan gıda ürünlerinde etiketlerinin yanı sıra içeriklerine ilişkin ayrıntılı bilginin de bulunmasını zorunlu hale getiren bir kanun teklifi hazırladığını kaydeden Gürer, Türkiye'de ürün içeriklerine ilişkin bilgilerde kelime oyunları veya anlaşılmaz ifadeler kullanılarak tüketicinin yanıltıldığını öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, şeker fabrikalarının satışı kararında devreye girebileceğini ifade eden Gürer, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün içinde, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin durdurulduğunu açıklamasını bekliyorum. Genetiği değiştirilmiş gıdalar konusuna Sayın Cumhurbaşkanı'nın eşi de değiniyor ve bunların sağlığa zararlı olduğunu belirtiyor.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nın sağlık için zararlı bir ürünün veya sonucunda zararlı ürünlere pazar açacak bir düzenlemenin karşısında olacağını düşünüyorum. O anlamda Sayın Cumhurbaşkanı'na çağrıda bulunuyorum; bu özelleştirme anlayışından bir an önce vazgeçilmelidir."
Gürer, şeker fabrikalarının modernize edilerek faaliyetlerine devam etmesinin sağlanması gerektiğini vurgulayarak, "Bu özelleştirmeleri çiftçi istemiyor, işçi istemiyor, köylü istemiyor. Peki kim istiyor?" diye sordu.
