Soylu: Erdoğan 300 yıllık gerileme dönemini bitirdi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "21. asrın başında Tayyip Erdoğan 300 yıllık gerileme dönemini bitirdi. Biz hem yükselme dönemine girdik hem de Allah'ımıza hamdolsun makus talihimizi yendik" dedi.

Malatya'da açılışını yaptığı Yeşilyurt Belediyesi Gedik Sosyal Tesisleri'ndeki sahur programında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, özetle şunları söyledi:

"Bu kadar büyük bir millet olmasaydık bu saldırılarla bizi hercümerç yaparlardı. Bu kadar büyük milet olmasaydık bu Müslüman yurdunda bize göz açtırmazlardı, son 10 yılda karşı karşıya kaldığımız sıkıntılarda pes ederdik. Çok önemli bir döneme adım atıyoruz. Biz 300 yıldır bu coğrafyada gerileme dönemindeydik. Tarihin en önemli fırsatı bugün penceremizde durmaktadır. Aziz milletimiz bir karar verecek ve bu karar sadece bugünü ilgilendirmeyecek. Bu karar dünü de yarını da ilgilendirecek. Aziz milletimiz 24 Haziran'da bir karar verecek. Bu karar 'Bağımlı bir millet mi olacağız' yoksa 'Bağımsız bir millet mi olacağız' kararı olacak. Aziz milletimiz 24 Haziran'da bir karar verecek. Geçmişte yaşadığımızı sıkıntıları önümüzdeki süreçte gelecek nesillerimiz yaşayacak mı yoksa yepyeni bir sürece hep beraber adım mı atacağız?"

'BİR GECEDE YÜZDE 80 FAKİRLEDİK'

Bir lider bulduklarını ve 300 yıllık gerileme dönemini bitirdiğini görüşünü dile getiren Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Abdülhamid ile bu gerileme döneminden çıkmak istemiştik, sonucunun ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Sonra hep birlikte kurtuluş mücadelesini kazandık, güzel Cumhuriyetimizi kurduk ama hepimiz ondan sonra nasıl Cumhuriyetimizin bu birlik içerisinde kurulduktan sonra hangi tezgahlarla aynı bugüne benzer oyunlarla nasıl parça pincik edilmeye çalışıldığını gördük. Sonra rahmetli Menderes ile tekrar yükselme dönemine geçtik, o masumun da hangi sonuçla karşılaştığını hepimiz biliyoruz. Sonra rahmetli Özal ile yapmaya çalıştık, büyük mücadele verdi ama ona da adım attırmadılar. 21. asrın başında Tayyip Erdoğan 300 yıllık gerileme dönemini bitirdi. Her mağlubiyetimizi, her başarısızlığımızı makus talihimizle kapatmaya çalıştık. Biz başarısız olmak zorundaydık çünkü makus talihimizdi. Hastanelerde eziyet gördük, yollarımız kötüydü, temel atar ama hizmetler bitmezdi, bir gecede yüzde 80 fakirledik, terör canımıza okurdu, ekonomik, siyasal krizler; makus talihimizdi. Çocuklarımız terörden bitap duruma düşerdi; makus talihimizdi. Biz hem yükselme dönemine girdik hem de Allah'ımıza hamdolsun makus talihimizi yendik."

'BU BİR UYARI SEÇİMİ DEĞİLDİR'

Soylu, 24 Haziran'daki seçimlerin bir uyarı seçimi değil, Türkiye'ye güç verme seçimi olduğunu söyledi ve "Çünkü önümüzdeki 5 yıl depara kalkacak, koşacak, rakipleriyle mücadele edecek, doğudan batıya gelecek enerjiyi güvenli taşıyacak, modern İpek Yolu'nu şaha kaldıracak, genç nüfusunu iyi eğitecek, vesayet sistemini tasfiye ettiği için her insanına rahat bir şekilde iş bulacak, parasını faiz çetelerine kaptırmayacak bir Türkiye… Hep beraber bunu sağlayacağız. Altyapımız sağlam, bundan sonra kalan kısmını rahat bir şekilde gerçekleştiririz" değerlendirmesini yaptı.

'TÜRKİYE'Yİ KAFASI KARIŞIKLARA TESLİM ETMEYİN'

Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Karşımızdakilerin kafası karışık, hangi yöne bakacaklarını şaşırmış durumdalar. Türkiye bu fırsatı bir daha yakalayamaz. Türkiye'yi ne olursunuz kafası karışıklara teslim etmeyelim. Bu iş tecrübeyle, bilgiyle, karşında söylenecek sözle, ayaklarının titrememesiyle, soğukkanlılıkla ama millete dayanarak yürütülür, bunu da yürüten lider Recep Tayyip Erdoğan'dır. Diğerlerinin çapı bırakın Türkiye'yi yönetmeyi, kendi partisinin meseleleriyle baş etmeye bile yetmez, yetmiyor da zaten. Doğu ve Güneydoğu'da bugün huzur var. Ne olursunuz bu huzuru kaybetmeyelim. İnsanlarımız çok çekti, özellikle anneler çok çekti. Çok sıkıntıya girdiler, evlatlarından uzaklaştılar, hayatları onlar için gri oldu. Ne olursunuz bu aydınlık, huzur halini hep birlikte devam ettirelim. Türkiye'de huzur olursa bir taraftan Balkanlarda, Ortadoğu'da, Asya'da ve etrafımızdaki coğrafyanın tamamında huzur oldu. Bu seçim sizin seçiminiz değildir. Attığınız oy gelecek nesillerin, dünyada 'Acaba bizim için bir söz söyleyebilecek ülke ve millet çıkacak mı?' diyenlerin kadereni belirleyecek."