Erdoğan: Biz kalemin kılıçtan üstün tutulduğu bir medeniyetin mensuplarıyız

"Biz kalemin kılıçtan üstün tutulduğu, alimlerin peygamberlerin varisleri olarak görüldüğü bir medeniyetin mensuplarıyız" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kitap okuma oranında dünyada 86. sırada yer aldığını söyledi. Erdoğan, "Kitap okuma, bilimde çığır açan buluşlar yapma konusunda hâlâ gerideyiz" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 5 milyon cildi ihtiva edecek dev bir kütüphane inşa edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şöyle bir 5-6 ay içerisinde bitmek üzere. Ama bir başkasını da İstanbul'umuzda, tarihi Rami Kışlası'nı restore ediyoruz ve orayı da İstanbul'un en büyük kütüphanesi belki de Cumhurbaşkanlığımızdaki kütüphaneyi bile geçecek, zira 5-6 milyon cildi bulacak. Bunlar hepsi dijital ortamda da inşallah kayda alınacak" diye konuştu.

"Üniversitelerimiz uzun yıllar kendilerini esir alan statükonun baskıcı, formatlayıcı, hürriyetleri kısıtlayıcı atmosferinden büyük oranda kurtulmuştur" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türk üniversiteleri her ne kadar imtiyazını kaybedenler aksini iddia etseler de 2002 öncesine göre hem altyapı imkanları hem de akademik özgürlükler bakımından çağ atlamıştır. 28 Şubat döneminin faşist zihniyetinin üniversitelerimizde sebep olduğu tahribat önemli ölçüde giderilirken üniversitelerin kapıları tekrar milletin evlatlarına açılmıştır."

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Merkezi Laboratuvar açılış töreninde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

#Canlı: #CumhurbaşkanıErdoğan, "İstanbul Medeniyet Üniversitesi Merkezi Laboratuvar Açılışı" töreninde konuşuyor https://t.co/OKpgEN7Zoz

— AA Canlı (@AACanli) 23 ноября 2018 г.

'FATİH SULTAN MEHMET HAN İSTANBUL'U FETHETTİKTEN SONRA ÖNCELİĞİ KÜTÜPHANELERE VERDİ'

​- Yatırım bedeli 65 milyon lirayı aşan bu önemli kütüphanemizin şimdiden üniversitemize, tüm hocalarımıza ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. 2010 yılında kurulan, 2012 yılında ise eğitim-öğretime başlayan üniversitemiz bir dönem yanlış ellerde yaşadığı sıkıntılara rağmen bugün gurur verici başarılara imza atıyor. Üniversitemiz gün geçtikçe her bakımdan üst düzey bir eğitim kurumuna dönüşüyor.

— Biz kalemin kılıçtan üstün tutulduğu, alimlerin peygamberlerin varisleri olarak görüldüğü bir medeniyetin mensuplarıyız. Kimi tarihçiler yakılan kitapların sayısının 1 milyonun üzerinde olduğunu söyler. Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul'u fethettikten sonra önceliği kütüphanelere vermiştir.

'TELEVİZYON İZLEMEYE 6, İNTERNETE 3 SAAT HARCIYORUZ'

- Kitap okuma, nitelikli akademik eserler üretme, bilimde çığır açan buluşlar yapma konusunda hâlâ gerideyiz. İlmi açıdan geriye düşmemizle siyasi ve askeri açıdan geriye düşmemiz birbirini takip ediyor.

— Ülkemizde her gün televizyon izlemeye 6 saat internete 3 saat harcıyoruz. Buna karşın kitap okumaya harcadığımız süre kişi başına günde birkaç dakikayı zor buluyor. Türkiye kitap okuma oranında dünyada 86. sırada.

— Herkes burs istiyor, evladım niye kredi istemiyorsun? Krediyi kim müraacat ederse alıyor zaten. Ödemeye gelince zaten faiz yok. Sigortalı işe girdiğin zaman çok düşük taksitlerle ödüyorsun.

'ORADA 'TUĞLA MI DİZECEĞİZ? DİYENLER VAR'

- Ülkemizdeki kafe denilen vakit öldürme mekanlarının kütüphanelerimizden çok daha yaygın, çok daha dolu, çok daha kalabalık olması üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanında hayata geçirmeye başladığımız millet kıraathanelerinin vakit öldürülen değil, değerlendirilen yerler olarak yepyeni bir vizyonu ortaya koyacağına inanıyorum.

— Millet kütüphanelerinin ne olduğunu anlamayanlar var. Orada 'tuğla mı dizeceğiz' diyenler var. Kıraathanenin anlamı ne anlamıyor. Her açılışı yaptığımızda orada üniversiteli öğrencilerimizi kitaplarının başında gördüğümüzde gurur duyuyorum. Her millet bahçesinin bir köşesinde bir millet kıraathanesi tüm illerimizde yayılacak.

'TÜRK ÜNİVERSİTELERİ 2002 ÖNCESİNE GÖRE ÇAĞ ATLADI'

- Türk üniversiteleri her ne kadar imtiyazını kaybedenler aksini iddia etseler de 2002 öncesine göre hem altyapı imkanları hem de akademik özgürlükler bakımından çağ atlamıştır. 28 Şubat döneminin faşist zihniyetinin üniversitelerimizde sebep olduğu tahribat önemli ölçüde giderilirken üniversitelerin kapıları tekrar milletin evlatlarına açılmıştır. Marjinal çevrelerin istismar ettikleri harç yurt gibi öğrencilerin kronik sorunlarının tamamı hallolmuştur.

Üniversitelerimiz uzun yıllar kendilerini esir alan statükonun baskıcı, formatlayıcı, hürriyetleri kısıtlayıcı atmosferinden büyük oranda kurtulmuştur. Devleti tapulu malları gibi gören elitlerin himayelerinde serpilen kimi üniversiteleri adeta militan yetiştirme kampına dönüştüren terör örgütleri buralardan temizlenmiştir."