00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
10 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
11 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:02
4 dk
HABERLER
16:00
6 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
10 dk
SESLİ HABER
‘Saldırı, ülkedeki birlik beraberliği pekiştirdi’
20:23
2 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
Dünya haritası - Sputnik Türkiye
DÜNYA
Rusya, ABD, Avrupa ve Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından son dakika haberleri, analizler ve özel dosyalar.

Karar yazarı Taşgetiren: Müslümanlık oranını yüzde 50 artı 1'e indirmemeliyiz

© AA / ArşivAhmet Taşgetiren
Ahmet Taşgetiren - Sputnik Türkiye
Abone ol
Optimar'ın 'Kendinizi dini bakımdan nasıl tanımlarsınız?' araştırmasının sonuçlarını değerlendiren Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, "Bir süredir şöyle bir cümle kuruyorum: 'Türkiye'de Müslümanlık oranını yüzde 50 artı 1'e indirmememiz lazım" dedi.

Türkiye'nin Optimar Araştırma Şirketi'nin 'Kendinizi dini bakımdan nasıl tanımlarsınız?' başlıklı araştırmasından Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün 'Türkiye artık yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke değil' başlıklı yazısı sayesinde haberdar olduğunu belirten Taşgetiren, "Gerçekten bir 'Müslümanlık azalması' varsa bunun sebepleri üzerinde düşünmek 'İslami bir kaygısı' olan herkesin görevidir" ifadesini kullandı.

İstiklal Caddesi - Sputnik Türkiye
Optimar'ın araştırmasını paylaşan Özkök: Türkiye artık yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke değil
Taşgetiren, "Bir süredir şöyle bir cümle kuruyorum: 'Türkiye’de Müslümanlık oranını yüzde 50 artı 1’e indirmememiz lazım.' Bu, siyasi mücadeleyi 'Din farklılaşması' boyutuna taşımakla ilgili bir durum. O sondaki '1' var ya, onun bile hayati anlam kazandığı bir siyasi denklemde, eğer onu 'Dini aidiyeti' kullanarak alabileceğinize kani oluyorsanız, onu kullanmaktan kaçınmıyorsunuz. 'Oy verdin din alanındasın, vermedin öteki tarafa geçtin” yaklaşımı, zihinleri tahrip ediyor"  diye yazdı.

Taşgetiren'in 'Müslümanlık Oranı' başlıklı yazısı şöyle:

"Türkiye Optimar Araştırma Şirketi’nin “Kendinizi dini bakımdan nasıl tanımlarsınız?” başlıklı araştırmasından, Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’teki “Türkiye artık yüzde 99’u Müslüman olan bir ülke değil” başlıklı yazısından haberdar oldu.  

'TÜRKİYE'NİN MÜSLÜMAN ÜLKE OLMA DURUMU HAYATİ DEĞERDEDİR'

Araştırma sonuçlarına göre “Müslümanlık oranı” yüzde 89.5’e iniyor. Geriye kalanlar, “Bir yaratıcı olduğunu düşünüyorum ama dinlere inanmıyorum” (yüzde 4.5), “Bir yaratıcı olup olmadığından emin değilim” (yüzde 2.7), “Bir yaratıcı olduğunu düşünmüyorum” (yüzde 1.7) ve “Cevap yoku” (yüzde 1.7) gibi cevaplar vermişler.   

Türkiye - Cami - Bayrak - Sputnik Türkiye
Optimar'dan din-inanç anketi: Yüzde 39 düzenli namaz kılıyor, oruç tutanların oranı yüzde 66
Optimar, iki yıl önce de benzeri bir araştırma yapmış ve orada “Müslümanlık oranı yüzde 99.9 çıkmış. Ertuğrul Özkök soruyor, “Bu iki yılda ne oldu ki, oran böylesine aşağıya indi?” Kendine göre bir cevabı da var.  

Bu sonuçlar tartışılabilir. Yüzde 99.9’luk oran da tartışılabilir, iki yılda aşağı yukarı 10.4 puanlık bir gerilemenin olup olmadığı da tartışılabilir.  

Ama ben şahsen Türkiye’nin “Müslümanlık oranı”ndaki bir düşüşü çok önemserim. Ve dindar insanların da, siyasetçi, devlet adamı, bilim adamı, Diyanet görevlisi, cami cemaati vs. hangi sosyal statüde olurlarsa olsunlar, önemsemelerini doğru bulurum. Bu “Türkiye’nin ‘Müslüman ülke’ olma durumu”nun ifadesidir ve bu tanımlama Türkiye için hayati değerdedir.  

Bir aileden söz etsek, çocuklarımızın değerler noktasındaki “gidişatı” bizi ilgilendirir. “Müslümanlık oranı” Türkiye toplumunun gidişatı ile ilgili bir konudur ve o iklimi paylaşan herkes için mesela bir “Değerler aşınması”nın büyük önemi vardır.   

'AZALTMAK KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ'

Birilerimiz, “İslam’ı yaşama boyutu”na bakarak “Yüzde 99’u Müslüman ülke” tanımlamasına dudak büker. Böyle bir eksiltme ile “Müslümanlık oranı” yüzde 7’lere kadar düşebilir. İyi mi olur, bence iyi olmaz.  

Nihat Hatipoğlu - Sputnik Türkiye
Nihat Hatipoğlu'nun canlı yayında dinini 'değiştirdiği' çocuğun annesi: Onayım alınmadı, çocuğum Müslüman olmadı
Ben “Dolmuşa binerken ‘bismillahirrahmanirrahim’ diyen insanın Müslümanlığını önemsememiz lazım. Artırabiliyorsak artıralım, ama asla eksiltmeyelim” derim.  Hani “Kültürel Müslüman” diye bir ifademiz var ya, onlar da eksiltilmemeli. Hatta sırf “Cenazem camiden kalksın” diyenin “aidiyet kırıntısı” da… 

Azaltmak kimseye bir şey kazandırmaz.  

Aslında gerçekten bir “Müslümanlık azalması” varsa bunun sebepleri üzerinde düşünmek “İslami bir kaygısı” olan herkesin görevidir.   

Böyle bir kaygısı olanların “İnsanlığın İslam’la ilgisi” üzerinde kafa yorması nasıl tabii ise, 1000 yıldır İslam’la birlikte yürümüş olan kendi ülkesinin Müslümanlık kıvamındaki bir aşınma öncelikle gündem olmalıdır. Çocuğunuzun savruluşu nasıl sizi yürekten vurursa, ülkenizdeki savruluş da canınızı yakmalıdır. 

O zaman “Ne oluyor ki böyle oluyor?” diye sorarsınız. Dedim ya, Özkök’ün kendine ait bir cevabı var, ama bence bu sorunun cevabını asıl muhafazakâr, dindar insanların vermesi lazım.  

Bir süredir şöyle bir cümle kuruyorum: “Türkiye’de Müslümanlık oranını yüzde 50 artı 1’e indirmememiz lazım.”  

''OY VERDİN DİN ALANINDASIN, VERMEDİN ÖTEKİ TARAFA GEÇTİN' YAKLAŞIMI ZİHİNLERİ TAHRİP EDİYOR'

Bu, siyasi mücadeleyi “Din farklılaşması” boyutuna taşımakla ilgili bir durum. O sondaki “1” var ya, onun bile hayati anlam kazandığı bir siyasi denklemde, eğer onu “Dini aidiyeti” kullanarak alabileceğinize kani oluyorsanız, onu kullanmaktan kaçınmıyorsunuz. “Oy verdin din alanındasın, vermedin öteki tarafa geçtin” yaklaşımı, zihinleri tahrip ediyor. 

AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci'nin ziyaretinde konuşan Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Salahaddin Hünü, AK Parti'ye oy vermeyeni Allah çarpar dedi. - Sputnik Türkiye
'AK Parti'ye oy vermeyeni Allah çarpar'
“İslami STK’ların, cemaatlerin siyasallaşması”nı yanlış bulduğumu yazıp duruyorum. Bunlar, İslam’dan yola çıkıp farklı insani enstrümanlarla toplumun her kesimine ulaşması öngörülen kurumlardır ve onlar, siyasetin kamplaştırıcı diline büründüklerinde, toplumla iletişimleri kesilir. İnsanların İslam’la ilişkisinin siyasetle sınırlı hale gelmesi kadar, din açısından sorunlu bir durum yoktur. Orada Saadet’le Ak Parti’nin ayrışması gibi durumlar söz konusu olduğunda “Din ile ilişki”nin nereye konulacağı absürdlüğü ortaya çıkar.  

Şunu not etmek isterim: İslami görünülürlüğün niteliği İslam konusunda bilgileri çok sınırlı kesimlerin aidiyet bilincini derinden etkiliyor. Aile ortamından siyaset arenasına kadar, İslami hüviyet arz eden tüm görünürlüklerin İslam’ın nezahetini, erdemini, yüceliğini ne kadar yansıttığı sorunu masaya yatırılması gereken en acil sorundur. “Döve döve Kur’an öğretip Kur’an’dan nefret ettirmek diye bir durum-cürüm” her zaman olabilir.  

Kur’an’ın insan ilişkilerine dair ölçülerini herkesin bir kere daha okumasında, incelemesinde ve hayatına taşımasında sonsuz faydalar vardır."

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала