MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "Bu seçimlerin arkasında FETÖ vardır, PKK vardır, hırsı tükenmeyen politikacılar vardır" ifadesinin ibretle dinlendiğini belirten Özel, "Aslında hepimiz biliriz ki terör örgütleri yaptıkları eylemleri, adından söz ettirmek için kendi propagandasını yapmak için yaparlar. Güvenlik bürokrasisinin siyasetçilerden en çok istediği şey, terör örgütlerinin ismini anmamaktır. Çünkü terör örgütünün var oluş sebebi, kendi ismini duyurmak, korku yaymak ve kendisini muktedir göstermek üzerine inşa edilmiştir. MHP diye adında milliyetçilik olan, temel siyasetini milliyetçilik üzerine kurgulayan birisinin, terör örgütlerinin isimlerini her gün anarak onlara itibar kazandıracak bir işi yapması gerçekten son derece manidardır" diye konuştu.
Devlet Bahçeli'nin, 5 Mayıs'ta İstanbul seçimlerine ilişkin "Mitili İstanbul'a sereceğim" ifadesini kullandığını belirterek, "Sadece 11 Mayıs akşamı bir kaç saatliğine o da MHP teşkilatına iftar vermek için geldiniz. Bu nasıl mitili sermek? 32 günde bir gün, o da MHP'ye gelmek, İstanbul'a mitili atmak mı? Hani karargahı buraya kuracaktınız? Hani bütün kampanya boyunca İstanbul'dan ayrılmayacaktınız?" dedi.
Özgür Özel, seçimlere sayılı günler kaldığını anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Seçimlere sayılı günler kaldı Sayın Bahçeli, Mitili İstanbul'a atmaktan sizi alıkoyan nedir? Size kim söyledi? Kim dedi ki 'İstanbul'a gelirsen zarar verirsin?' Bu nasıl ittifak ki ittifak ortağınız sizden utanmaktadır. Sizi, seçimi kaybettirecek etkide görmektedir. Sayın Bahçeli, madem İstanbul seçimi terör örgütlerinin arzuladığı bir seçimdir, siz de çok milliyetçisiniz, gelip burada mücadele versenize. Peki, ittifak ortağının 'Sokağa çıkma. İstanbul'a ayak basma' dediği, propagandanın bir parçası olma' dediği birisi, bunu içine nasıl sindirmektedir? İbretle takip ediyoruz. Gerçek milliyetçiler, yolunu çoktan MHP'den ayırdılar. Bu yönetim anlayışı sadece MHP'lileri değil, hepimizi utandırmaktadır. Bu zehirli dil, akıl alır gibi değildir."
'KARADENİZLİ 'BİZİM UÇAĞA AYIP ETTİLER' DEDİ'
Sahadan aldıkları en kuvvetli geri bildirimin Karadeniz kökenli seçmenin "Bizim uşağa ayıp ettiler. Bizim uşağa yanlış yaptılar" ifadesi olduğunu öne süren Özel, İmamoğlu'nun Trabzon, Giresun ve Ordu'daki ziyaretlerine işaret etti.
'BU AK PARTİ'NİN KURUMSAL TAVRIDIR'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin ifadelerine de değinen Özel, "İstanbul seçimlerinde, kendisini ve Giresunluları Pontuslularla mücadele eden Topal Osman; bizleri ve Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkan Giresunluları ve Trabzonluları ise Pontuslar olarak gören bir zihniyet. Eğer Canikli ile ilgili dünden bugüne duymadığımız gibi bir düzeltme, bir disiplin işlemi, bir görevden alma duymayacaksak herkes bilsin ki bu AK Parti'nin kurumsal tavrıdır" dedi.
Gazeteci Murat Alan'ın bir tartışma programında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görev yapan generaller hakkındaki sözlerinin vatandaşın tepkisini çektiğini aktaran Özel, şöyle devam etti:
"Özellikle kendisine bir ABD'li generalden üstün hizmet madalyası niçin aldığı sorulan ya da yine bir Akit yazarı olup, Atatürk'ün manevi evladına küfretmeyi gelenek haline getirmiş bir kadını hastanede ziyareti sorulan ya da 'Keşke Yunan kazansaydı' diyen kişilerle partisinin kurduğu ilişki sorulan Hulusi Akar, bu sorular üzerine genel başkanından aldığı talimatla şahsıma 500 bin liralık tazminat davası açarken orduya, ordunun şerefli neferlerine bu bayram gününde Kuzey Irak sınırında, Ege Deniz Komutanlığı'nda, Karadeniz'de, Rus kara sularının sınırında devriye gezen askerlerimize, 3 bin 500 rakımda nöbet tutan Mehmetçik'e sahip çıkamamalarının nedenini merak ediyoruz."
'ERDOĞAN'IN SERZENİŞLERİYLE BERABER OKUMAK LAZIM'
"YSK Başkanının apar topar yaptığı açıklamayı, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü serzenişleri ile beraber okumak lazım. Aslında dün bütün Türkiye şunu öğrendi, usulsüzlük yaptığı iddia edilen, hedef gösterilen ve onlar yüzünden seçimin iptal edildiği açıkça kısa kararda da gerekçeli kararda da yer alan kişilerin yeniden görev yapmasına karar verdiler. Şu anda biz, 33 bin sandıkta görev yapan ya da ilçe seçim kurullarından kaçının nereye tayin gördüğünü, niye gördüğünü, kime ne yapıldığını bilmiyoruz.
Bu konuda YSK'nin açıklamasını biraz yasak savar, biraz saraydan sipariş ve biraz da muğlak ifadeler olarak görüyoruz. Bildiğimiz bir şey var, 'seçimin iptaline sebep olan kişiler, yeniden görev yapsın mı?' 'Yapsınlar' dedi YSK. Biz bunu görüyoruz. Bunun üzerine yükselen tepkiler, Devlet Bahçeli'nin '19 gün şimdi bu konuşulacak' açıklaması, Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Orada bir karışıklık var' ifadeleri, YSK Başkanının bir önceki gün, bu iş ve işlemleri yapanların yeniden görev yapmasıyla ilgili YSK kararının üzerine, birazcık iktidarı rahatlatmaya yönelik açıklamalar. Ama gidenler kim? Gidenler, bu görevi kötüye kullananlar mı ve ya değil mi biraz daha bilgiye ihtiyaç var."
