AK Partili Çelik, dün İçişleri Bakanlığı kararıyla Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyum atanmasıyla ilgili açıklama yaptı.
Anayasa'nın İçişleri Bakanlığı'na verdiği yetkilerin açık olduğunu ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Burada şöyle bir tartışma yürüyor, deniyor ki; 'Bunlar seçimle geldiler, dolayısıyla bu şekilde görevden alınmaları doğru değil. Seçimle görevden gitmeleri gerekir.' Tabii seçimle iş başına gelenlerin, hukuk devletinin ilkeleri içinde hareket etmesi ve bir sonraki seçimde de tekrar seçimlerin yenilenmesiyle pozisyonlarının belirlenmesi diye bir süreç söz konusudur demokrasilerde. Demokrasi nehri hukuk yatağında akar. Dolayısıyla demokratik yollarla iş başına gelmiş olanların, hukuk devletinin prensiplerine uyması gerekir. Türkiye gibi yoğun bir terörle mücadele veren ve uzun yıllara dayalı olarak teröre karşı bedel ödemiş olan bir ülkede, terörle mücadele demokrasiyi savunmanın ilk şartıdır. Bir kişi terörle mücadele konusunda herhangi bir şekilde doğru pozisyon alamıyorsa, onun demokrasi konusunda söylediklerinin hiçbir manası, etkisi ve meşruiyeti de olmayacaktır."
'ASIL KAYYUM ELEŞTİRİLERİ SİYASİDİR'
Çelik, ortaya çıkan tablonun açık olduğunu dile getirerek, "Maalesef bu belediye başkanları yine hukukun içerisinde hareket etmek yerine yanlış yollara tevessül etmişlerdir. Sonuçta Anayasa'nın verdiği yetki kullanılarak, halkın verdiği yetkinin bunlar tarafından teröre hizmet yoluyla kirletilmesinin önüne geçmek için bu şekilde bir tedbir alınmıştır" değerlendirmesinde bulundu.
"Bunların ortak noktası 'Hukuki değil, siyasidir. diyorlar. Açık bir şekilde terör örgütü propagandası, terör örgütüne yardım etme şeklindeki süreçler, geçmişte de görüldü. Bu belediye başkanlarının göreve geldiği andan itibaren tasarruflarını İçişleri Bakanlığımız, ayrıntılı bir şekilde yayınladı. Hangi iktidar buna göz yumabilir? Terör konusunda, teröre destek verme konusunda birileri bir gayret içindeyse, bunlara karşı bir tavır alındığı zaman bu tavrı doğru bulmamak, teröre destek verenlerin durumlarını hafifletmeye çalışmak asıl demokratik ilkelerle bağdaşmaz, asıl bu eleştiriler siyasidir. Burada eleştiriler, hukuk çerçevesinin hassasiyetlerini gözetmeyen siyasi eleştiriler olarak gündeme getirilmektedir. Tam tersine eleştirilerin herhangi bir şekilde hukuk hassasiyeti olmadığını, sadece siyasi bir takım mülahazalarla yapıldığını görüyoruz."
'DEMOKRASİLER HUKUK ÇERÇEVESİNDE YAŞARLAR'
"Halkın iradesine saygısızlık" diye bir argümanın da öne sürüldüğünü belirten Çelik, "Halkın iradesine saygısızlık, halktan demokrasi ve hukuk temelinde oy alıp daha sonra terör örgütüne bu imkanları kullandırmaktır. Asıl halkın iradesine saygısızlık burada gerçekleşmektedir" şeklinde konuştu.