Şule Çet'in cep telefonu şifre çözülemediği için incelenemedi

Ankara'da bir plazanın 20. katından atıldığı iddia edilen üniversite öğrencisi Şule Çet'in Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderilen cep telefonu, kullanıcı şifresi çözülemediği için incelenemedi.

Ankara'da bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Şule Çet'in cep telefonu incelenemedi. 

Gazi Üniversitesi öğrencisi Çet'in ölümüyle ilgili, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın 'cinayet', 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'hürriyeti tehdit' suçlarından tutuklu yargılandıkları davaya bakan Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi, Çet'in cep telefonunu imajının alınması için Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliği'ne gönderdi.

Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden mahkemeye gönderilen yazıda, kullanıcı şifresi çözülemediği için telefonun imajının alınamadığı bildirildi.

Mahkeme dosyasına giren yazıda, "iPhone marka kasasında ve ekranında deformeler bulunan cep telefonu imaj alma işlemine cihazın kullanıcı kilidinin bulunması ve parolanın bilinmemesi nedeniyle başlanılamamış, bu durumda kullanılan Jtag ve Chip-Off yöntemlerini cihazın desteklememesi ve ekran kilidi kaldırılmadan imaj alınmasının mümkün olmaması sebebiyle herhangi bir işlem yapılamamıştır. Cep telefonunda bantlı vaziyette bulunan sim kartta PIN ve PUK kilidinin aktif olması sebebiyle imaj alma işlemi yapılamamıştır" ifadesine yer verildi.

'ÇET'İN PSİKOLOJİSİNİN BOZUK OLDUĞUNU İSPATLAYACAK HERHANGİ BİR TESPİT BULUNMADI'

Çet'in cep telefonu, olayın ardından eşyalarıyla birlikte ailesine teslim edilmiş, telefon daha sonra ailenin avukatları tarafından mahkemeye verilmişti.

Öte yandan, sanık avukatlarının talebi üzerine istenen Çet'in psikolojik durumunu gösteren hastane kayıtlarına ilişkin bilgiler de dava dosyaya girdi.

Kayıtlarda Çet'in psikolojisinin bozuk olduğunu ispatlayacak herhangi bir tespit bulunmadığı belirtildi.

Mahkemenin, sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın, olayın ardından güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerindeki konuşmalarını dudak okuma yöntemiyle deşifre edecek bir uzman talebinde bulunduğu, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bu konuya ilişkin herhangi bir cevap gelmediği de öğrenildi.