Moskova ve Ankara’da, Soçi mutabakatı hükümlerinin yerine getirilmesi, memnuniyetle kaydedildi.
Bu gelişmeler, İdlib meselesinin çözümü ile ilgili sürece de yansıyabilir mi?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan güvenlik uzmanı ve eski asker Abdullah Ağar, şu değerlendirmelerde bulundu.
Rusya ve Türkiye son derece önemli bir işbirliğinin altına imza attılar. Bu işbirliği, güvene ve karşılıklı faydaya yönelik devam ederse bu mutlaka diğer alanları da kapsayacaktır. Bunlardan bir tanesi de İdlib.
İdlib sorunu mutlaka çözülmeli. Travmalardan travmalara sürüklenen İdlib’deki masumlar, oradaki terör örgütlerinin etkisinden mutlaka kurtarılmalı. Bu, ancak müşterek olarak yapılabilecek bir şey. Yani Türkiye, İdlib’deki HTŞ, Ceyşul İzze veya Türkistan İslam Partisi ile tek başına mücadele edemez. Bu, son derece ağır bir travma ile sonuçlanır. Bunu Rusya’nın da kendi başına yapması son derece zor ve son derece travmatik sonuçlara sebep olabilir.
Burada en önemli olan şey, terör örgütleri ile masum halkı birbirinden ayıracak bir çözümün bulunması. Bu, gerçekten birtakım mikrocerrahi operasyonları içerisinde barındıran çok özel bir uygulamalar bütünü. Bu, bir askeri harekatla veya ağır bombardımanla yapılırsa çok ağır bir sığınmacı dramı ve katliam yaşanır ki, bu açıkçası kimsenin işine gelmez. Bu, sorunu daha da derinleştirir. Bunun çözülmesi, Rusya ile Türkiye’nin ortak bir aklı ile ve o ortak akıl çerçevesinde üretilecek ortak işbirliği ile mümkün.