Diyanet'ten 'Şiddet gören kadınların yanlış yönlendirildiği' iddiasına yalanlama

Diyanet İşleri Başkanlığı, şiddeti mazur görmenin, şiddet vakasını geçiştirmenin ve konuyu ibadet ya da sabır telkiniyle bastırmanın kesinlikle kabul edebilecekleri bir tutum olmadığını belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan, Aile ve Dini Rehberlik bürolarında şiddet mağdurlarının yanlış yönlendirildiğine dair bazı medya organlarında yer alan haberlere ilişkin açıklama yapıldı.

Açıklamada Başkanlığın, kadına yönelik şiddetin bir insanlık suçu olduğunu, hukuki, dini ve ahlaki bakımdan hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini ve şiddetle mücadelenin vazgeçilemez bir sorumluluk olduğunu her fırsatta dile getirdiği belirtildi.

Başkanlık bünyesindeki 100 bin 80 personele 2011'den beri 'Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi' projesi kapsamında eğitim verildiği hatırlatılan açıklamada, il ve ilçelerdeki 407 Aile ve Dini Rehberlik Bürosunda görev alan 3 bin 267 personelin, aile sorunlarının başında gelen şiddet konusunda farkındalık çalışmaları, başvuru yapan vatandaşlara dini danışmanlık ve rehberlik yaptığı bildirildi.

Bu görevlilerin tamamının, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda alan uzmanlarından özel hizmet içi eğitimler aldığı dile getirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Şiddeti mazur görmek, şiddet vakasını geçiştirmek, konuyu ibadet ya da sabır telkiniyle bastırmak, kesinlikle kabul edebileceğimiz bir tutum değildir. Şiddet mağdurunun başvurusu karşısında sunduğumuz hizmet, ivedilikle ve profesyonel bir biçimde çözüm üretmek, konunun hukuki, psikolojik ve güvenlik boyutlarını ilgili kurumlara yönlendirmektir. Başkanlığımız bütün birimleriyle her türlü şiddetle mücadele etmeye, kadının onuru, hakları ve dokunulmazlığı konusunda bilinçlendirme çalışmalarını sürdürmeye ve merhamet toplumunun inşası için hizmet üretmeye kararlılıkla devam edecektir."

DW Türkçe'den Burcu Karakaş, Türkiye'de Diyanet'e bağlı rehberlik bürolarından şiddet gören kadınlara verilen tavsiyeleri araştırmış, tavsiyelerin kimi zaman kadın hakları için verilen mücadeleyi zorlaştırdığı belirtilmişti.