İletişim Başkanı Altun, "Yunanistan mültecilere korkunç bir şekilde davranıyor ve sonra da dönüp suçu Türkiye’ye atıyor. Bu, yıllardır alıştığımız türde bir çifte standart ve ikiyüzlülüktür. Geçici koruma statüsünü askıya alan ve göçmenlere biber gazı sıkan bir ülke ahlaktan bahsedemez" dedi.
Twitter hesabından İngilizce yaptığı paylaşımda, Yunanistan'ın mültecilere korkunç davrandığını ve sonra da dönüp suçu Türkiye'ye attığını belirten Altun, şöyle devam etti:
The EU is trying to help Greece as they clearly think it is the new frontier that needs to prevent the “invasion” of Europe by refugees. This is the kind of security-oriented approach Europe has adopted over the past 9 years.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) March 3, 2020
"Bu, yıllardır alıştığımız türde bir çifte standart ve ikiyüzlülüktür. Geçici koruma statüsünü askıya alan ve göçmenlere biber gazı sıkan bir ülke, ahlaktan bahsedemez. AB, Avrupa'nın mülteci 'istilası'na uğramasını önlemek için belli ki yeni cephe gözüyle baktığı Yunanistan'a yardım etmeye çalışıyor. Avrupa'nın son 9 yıldır benimsediği güvenlik odaklı yaklaşımı tam da buydu."
'AB, Suriye'de yaşanan insani felaketi görmezden geldi'
Altun, uluslararası toplumun da girişimlerini Yunanistan'a değil, Suriye'ye yönlendirmesi gerektiğini kaydetti.
Avrupa Birliği'nin (AB) 2015'te Türkiye ile yapmış olduğu anlaşmanın da insani odaklı değil, güvenlik odaklı bir zihniyete dayalı olarak mültecilerin Avrupa'ya geçişini önlemek için yapılmış bir anlaşma olduğunu vurgulayan Altun, şunları kaydetti:
The refugee crisis ended for Europe when TR shouldered all the burden. In fact, the crisis had not ended but only its impact on Europe was limited thanks to Turkey’s efforts. The EU then acted as if everything was fine all the while ignoring the humanitarian catastrophe in Syria.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) March 3, 2020
"O zaman bile AB, finansman, vize serbestisi ve diğer birçok konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmedi. Türkiye bütün yükü üstlendiğinde, Avrupa için mülteci krizi de sona ermiş oldu. Aslında kriz sona ermemiş, Türkiye'nin girişimleri sayesinde Avrupa'ya etkileri sınırlandırılmıştı. AB, her şey yolundaymış gibi davranıp, Suriye'de yaşanan insani felaketi görmezden geldi. Kaynaklarımızı, Avrupa'ya göçün önlenmesi yerine İdlib'den gelen mültecilere ve yerlerinden edilmiş insanlara çevirerek, mülteci politikamızı değiştirmemiz gerekti. Ulusal, ekonomik ve askeri kaynaklarımızı bu bağlamda kullanıyoruz. AB'nin ise halen tek derdi Avrupa'ya göç."
Europe and the international community must be mobilized to help with the continuing humanitarian suffering inside Syria. The regime continues to be belligerent and dangerous and must be stopped. The international community must focus on its efforts on Syria not Greece!
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) March 3, 2020