Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Ali Babacan’ın ortak basın toplantısı https://t.co/6qG3MBCC9q
— CHP 🇹🇷 (@herkesicinCHP) January 28, 2021
Duvar'ın haberine göre Görüşmede CHP lideri Kılıçdaroğlu’na, Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek ile Genel Sekreter Selin Sayek Böke eşlik etti. Babacan'a eşlik eden heyet içinde Başkanlık Kurulu üyeleri Sadullah Ergin, Mustafa Yeneroğlu, Sanem Oktar ve İbrahim Çanakcı yer aldı.
Kılıçdaroğlu ve Babacan görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.
Babacan: Ülkemizde sistem ve yönetim zihniyeti sorunu var
Partisinin güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması yaptığını hatırlatan Babacan, bu konuda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi. Babacan, şu ifadeleri kullandı:
"CHP'nin de önemli hazırlıkları var. Bundan sonraki süreçte ikili bazda heyetlerimizin güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili diyalog ve istişare süreci başlatmasında iyi olacağı kararına vardık. Ülkemizde sistem ve yönetim zihniyeti sorunu var. Sistem değiştirmeyle ilgili hazırlıklar son derece önemli."
Kılıçdaroğlu: "Kendilerine oy vermeyen herkesi militan olarak görüyorlar
Ardından konuşan CHP lideri, "Kısır çekişmeler tartışmalar değil uzlaşmayla ülkenin içinde bulunduğu açmazları açma, demokrasiyi güçlendirmek için bu çalışmalara ihtiyaç var. Önerileri bizim açımızdan son derece önemli. Herkesin huzurunda sayın genel başkana ve arkadaşlarına teşekkür ederim" diye konuştu.
CHP lideri Kılıçaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın militan tartışmasına ilişkin açıklamalarına da "Kendilerine oy vermeyen herkesi militan olarak görüyorlar. Erdoğan'ın 'Bütün valiler dava açsın' demesi, 'Bütün valiler benim emrimdedir, talimat veriyorum' demektir. Devleti politize etmesinler. Onlar yasaların ön gördüğü hizmeti vermek zorundadırlar" diyerek tepki gösterdi.
'Erdoğan Z kuşağına güveniyorsa gelip Z kuşağının önünde tartışalım'
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Z kuşağına ilişkin açıklamalarına karşın da "Erdoğan Z kuşağına güveniyorsa gelip Z kuşağının önünde oturup tartışalım. Ben güveniyorum Z kuşağına. İsterse a Haber'de tartışabiliriz. Asla ve asla çekinmiyorum. Benim görevde olduğum dönemle ilgili bir müfettiş ordusu görevlendirdi. Tek kuruş bulamadı" dedi.
Erdoğan'ın kendisine yönelik SSK eleştirilerine de yanıt veren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"SSK ile ilgili söylüyor. Korkmasın gelsin kurmaylarını da alsın gelsin. Oturup tartışalım. O bana 10 soru sorsun ben 5 soru soracağım. O isterse 100 soru sorsun ben yine 5 soru soracağım. Çekinmiyorum. Verilmeyecek hiçbir hesabım yoktur. Ama onun sadece bize değil egemen güçlere dahi verecek hesabı vardır. 'Mal varlığını araştırırız' dediğimiz zaman tık çıkmadı. Mal varlığı dolayısıyla egemen güçlerin yönlendirmesi altında olan bir kişi Türkiye Cumhuriyeti devletini sağlıklı yönetemez ve o ülke için milli güvenlik sorunu haline gelir."
Türkistan İslam Partisi tartışması
Uygur Türkleri ile ilgili tartışmaya da değinen Kılıçdaroğlu, "Baskı yapıldığını biliyoruz. Onlarla görüştüm. Mağdur olanlar geldi, görüşmekte de hiçbir sakınca yok. Dünyanın neresinde olursa olsun insan hakkı ihlali varsa o ihlale tepki göstermek insanlığın ortak çabası olmak zorundadır" dedi.
Ali Babacan da "Türkistan İslam Partisi'ni terör örgütü olarak görüyor musunuz?" sorusuna karşın şu açıklamada bulundu:
"Öncelikle bir örgütün terör örgütü olup olmadığı İçişleri'nin şahsi kanaatinde olmaz yargının tespitiyle olur. Türkiye'de yargı bir örgütün terör örgütü olduğunu tespit etmişse o Türkiye'deki terör örgütü listelerine girer. Herhangi bir örgütün Türkiye'deki siyaset düzeninde gölgesinin olmaması gerekir. Siyaset kendi mecrasında işlemelidir. Kimse çözümü başka araçlarda aramasın."
'Bir numaralı sorunu olan ekonomi sorununu çözsünler'
Cumhur İttifakı'nı eleştiren Babacan şunları söyledi:
"Bugün işsizlik yolsuzluk sorunumuz var. Hükümetin bunlara çözüm bulması için çalışması lazım. İktidarı kastetmiyorum sadece iki tane de küçük ortağı var. Hepsi sorumlu. Sorumluluktan kaçamazlar. Birinin veto yetkisiyle ülkeyi yönetmeye çalıştığını görüyoruz. Öbürü zaten diyor ki, geminin rotasını ben çiziyorum diyor. Onların da sorumlu olukları var. Onlar da bıraksınlar hamaseti. Hamaset yapacaklarına bu ülkenin bir numaralı sorunu olan ekonomi sorununu çözsünler. Başka işlerle uğraşmasınlar."
