MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Sözlerine yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) gölgesinde başlayan ramazan ayına değinerek başlayan Bahçeli, "Ramazan 3 ayların sonuncusu, 11 ayın sultanıdır. Doğru yolun açık ve parlak bir delili olan yüce kitabımızın indirildiği aydır. İnsanlığın maruz kaldığı belaların dallanıp budaklandığı bir dönemde kalp temizliğine çok ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç hali her geçen gün daha da şiddetlenmektedir" ifadesini kullandı.
- "Bir yanda kutuplaşmış ülkeler, ekonomik zorluklar, zulüm ve adaletsizliklerin karanlık yüzü varken, diğer yandan gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüsün insanlığa meydan okuyuşu söz konusudur" diyerek salgının etkisine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
- "İşte böylesi bir süreçte Kovid-19 hastalığı insanlığa musallat olmuş, hayatın normal akışını temelinden, kaygı verici ölçüde bozmuştur. Elbette her şey Allah'tandır. Her zorluğun içinde bir kolayların olacağını unutmadan tedbirlerimizi almalıyız.
'Hayati nitelikteki kurallara mutlaka uymalıyız'
- Bu mübarek ayda kendimize dönerek, sevdiklerimize yönelik, akıp giden hayatın biraz hızını keserek virüsün yayılmasını engelleyebilir, bayramı olması gerektiği gibi karşılayabiliriz. Ramazan ayı boyunca uygulanması artık kaçınılmaz olarak tedbirleri alarak bugünkü dar boğazdan çıkabiliriz. Hayati nitelikteki kurallara mutlaka uymalıyız."
Bahçeli, devamında terörle mücadeleye ilişkin olarak değerlendirmelerde bulundu. Ocak ayında başlatılan Eren operasyonlarının başarıyla icra edildiğini söyleyen Bahçeli, "PKK'nın kış aylarında yuvalandığı alanlar teker teker temizlenmektedir. Onlar saklanacak, biz bulacağız. Şehitlerimizin hesabını sonuna kadar soracağız" dedi.
Bahçeli, "Bölücü terör örgütünün sonu gelmiştir, PKK can çekişmekte, her yerinden dağılmaktadır. Bu kanlı ve hain şebeke, çocuklardan bile terörist devşirecek kadar alçaktır. Bunlardan biri olan Hamza Adıyaman, Hakkari'deki okulundan kaçırıldığında 8 yaşındaydı. Ailesi gözyaşı dökerek yıllardır evlatlarının yolunu gözlemiştir" ifadesini kullandı.
'HDP'yle ittifak kuranlar aynı zamanda çocuklarımızın düşmanıdır'
Bu noktada bazı muhalefet partilerine eleştirilerde bulunan Bahçeli, "HDP'yle ittifak kuranlar aynı zamanda çocuklarımızın düşmanıdır. HDP'ye müsamaha ve merhamet analara hakaret, babalara hıyanettir. Demirtaş'a yaklaşanlar, çocuklarımızın, kadınlarımızın karşısında oluşmuş zillet cephesidir. Diyarbakır'da başlayan, haklı eylemlerle HDP il binalarının önünde evlatlarının katillerinin peşine düşen anaları selamlıyorum" diye konuştu.
Montrö bildirisi tepkisi: Ergun Mengi tarafından hazırlanmışsa bunun izahını yapması gerekenler şüphesiz bellidir
Bahçeli, 104 emekli amiral tarafından Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili hazırlanan bildiriye de eleştirilerini sürdürdü. "104 emekli amiralin servis ettiği darbe bildirisini haklı çıkarmaya, düşünce özgürlüğü kisvesiyle maskelemeye çalışanlar vesayetçi çevrelerdir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
- "Bu bildirinin arkasında duranların kimler olduğu, neyin amaçlandığı bağımsız ve tarafsız mahkemelerce bulunacaktır. İmza atmayan ama gruba üye olan emekli bir amiral yayınlanmadan önce değiştirildiği iddiasını dile getirmiştir. Madem öyle 104 amiralden biri niye itiraz etmedi? Bu bildirinin arkasında duranların kimler olduğu, neyin amaçlandığı açığa kavuşturulacaktır. İP'in yönetiminde bulunan Ergun Mengi tarafından hazırlanmışsa bunun izahını yapması gerekenler şüphesiz bellidir."
'Kılıçdaroğlu, cehaletinin kurbanı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır'
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Dünyanın neresinde emekli amiraller darbe yapmış?" şeklindeki açıklamasına da tepki gösterdi. "Kılıçdaroğlu, cehaletinin kurbanı olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymamıştır. Talat Aydemir'in 2. darbe teşebbüsü esnasında sadece emekli bir albay olduğunu Kılıçdaroğlu dışında bilmeyen var mıdır?" diye soran Bahçeli, şöyle devam etti:
- "Kılıçdaroğlu'nun 'Ortak görüş olursa cumhurbaşkanı adayı olurum' demesi zamanla itibariyle üzerinde durulması gereken bir beyanat. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağından bu kadar eminse buyursun aday olsun. Korkakça değil, mertçe milletin huzuruna çıksın. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'nın adayı çoktan bellidir. Kılıçdaroğlu, geçen haftaki grup toplantısında işkembeden sallamıştır. CHP Genel Başkanı, yayladaki yoğurda mantı kesiyor. Sudaki balığa soğan doğruyor. Hayal peşinde koşuyor.
- Kılıçdaroğlu milliyetçiliğin ne olduğunu bana da dünyaya da gösterecekmiş. 'LGBT Türk ailesi yapısını bozuyor mu?' sorusuna 'Hayır, bozmuyor' diyen birisinin ne milliyetçilikten ne manevi değerlerden söz etmeye, ne de adamım diye dolaşmaya hakkı vardır.
'Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz'
- Aynı üslup İP'in başkanında da vardır. Bize devamlı 'küçük ortak' diyor. 104 emekli amirale 'zevzek' diyen bu iplikçi başı mahalle aralarında dedikodu yapar gibi konuşmaktadır. Biz küçük ortaklıktan gocunmuyoruz. Büyüklüğün Allah'a mahsus olduğu inancındayız. Küçük diye hafife aldığı partimizi FETÖ oyunlarıyla ele geçirme oyunlarını unutmuş değiliz. Biz küçüğüz ama rabbim kimsenin küsuratı yapmasın."
'Biz oturacağımız yeri de biliriz, buyur edip oturtacağımız yeri de biliriz'
Bahçeli, geçen hafta Ankara’da yaşanan protokol kriziyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede de "AB'nin iki temsilcisinin ziyaretleri sırasında Konsey Başkanı'nın tekli koltukta, Komisyon başkanın kanepede oturması tartışılmış, ülkemiz haksızca eleştirilmiştir. AB'de protokol birimleri arasındaki koordinasyonsuzluk böyle bir tabloyu ortaya çıkarmıştır" ifadesini kullandı.
"Kimin nerede ve nasıl oturacağı belliyken konuyu istismar eden zihniyetler hem suçlu hem maksatlıdır. Hiç kimse kusura bakmasın biz oturacağımız yeri de biliriz, buyur edip oturtacağımız yeri de biliriz" diyen Bahçeli, İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için 'diktatör' ifadesini kullanmasını da şöyle eleştirdi:
- "Diktatör arayan kendi geçmişine bakmalıdır. Bizden Fuhrer, Firavun, Franco, Salazar çıkmadı, ülkemizde Nazi kalıntıları görülmesi. İP'in başkanı gitsin PKK ve FETÖ'ye tek bir laf etsin. İtalya Başbakanı çizmeyi aşmakla kalmıştır."
