Serik'te, çalışmayan Turgut Ateş ve eşi Özlem Ateş çocukları Fatma Selenay ve Kerimcan ile Belek Mahallesi Turizm Caddesi'ndeki 5 yıldızlı bir otelin yanında bulunan Atatürk Parkı'nda yaşamaya başladı.
Yanlarına aldıkları kilim, battaniye ve yastıklarla 4 gündür ailesiyle parkta kaldığını söyleyen Turgut Ateş, yaklaşık 10 yıldır evinde birlikte oturdukları 72 yaşındaki annesi H.A. ve bir süre önce yanlarına gelen 53 yaşındaki ağabeyi O.A. ile aralarında tartışma çıktığını ve eve polis çağrıldığını aktardı.
Bu kavga sonrası mahkemelik olduklarını, kendisi ve eşi hakkında mahkemenin uzaklaştırma kararı verdiğini söyleyen Turgut Ateş, bu nedenle de ailesini alarak parka yerleştiğini iddia etti.
‘Gidecek yerimiz yoktu'
Turgut Ateş, "Ağabeyim bizimle evimizde kalmaya başladı. Eşim kendisine sahip çıktı. Her şeyiyle ilgilendi. Bir süre sonra da aralarında kavga çıktı. Sonrasında ağabeyim eşime bağırmaya, hakaret etmeye başladı. Daha sonra kendisiyle kavga ettik. Polis geldi. Hakkımızda uzaklaştırma kararı aldırdılar. Eşyalarımla bizi sokağa attılar. Biz de ailemle parkta yaşamaya başladık. Bize kimse sahip çıkmadı. Gidecek yerimiz yoktu o nedenle gelip parkta kalmaya başladık" dedi.
'Kayınvalidem bizi sokağa attı'
30 yaşındaki eş Özlem Ateş de, şunları söyledi:
"Kayınbiraderim bizim evimize geldi. Beraber yaşamaya başladık. Bir süre sonra aramızda olaylar oldu. Eşimle kayınım tartıştı. Kayınım bana argo kelimeler kullandı. Ben de dayanamadım onunla tartıştım. Daha sonra hakkımızda uzaklaştırma kararı çıkarttılar ve kayınvalidem bizi sokağa attı. 10 yıldır biz bu evde kalırken kayınvalidem oğlunun ağzına baktı ve bizi sokağa attı. Biz de burada yaşıyoruz. Hiçbir yiyecek içeceğimiz yok. O şekilde parkta yaşamaya çalışıyoruz. Az bir paramız vardı. Onu da biri 'size ev bulacağım' diyerek bizi kandırdı, son paramızı da ona kaptırdık. Devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz. Kalacak, kafamızı sokacak bir yer istiyoruz. Eşimin bir iş bulup çalışmasını istiyoruz. Allah bu duruma kimseyi düşürmesin. Kimseyi evsiz, barksız bırakmasın. Bizim burada yaşamak hoşumuza gitmiyor ki mecburiyetten buradayız."
