HDP Eş Genel Başkanı Sancar: HDP'yi kapattırmayacağız, bu davanın savcısı iktidarsa, avukatı da halktır
13:23 21.06.2021 (güncellendi: 15:11 21.06.2021)
© Sputnik / Sertaç KayarHDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar
© Sputnik / Sertaç Kayar
Abone ol
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar AYM'nin kapatma davası iddianamesini kabul etmesine ilişkin açıklamasında, "HDP’yi kapattırmayacağız, büyüterek devam ettirecek gücümüz vardır" dedi. Sancar, "Bu davanın savcısı nasıl iktidarsa bu davanın gerçek avukatı da bizzat halkın kendisidir" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ile Pervin Buldan, Anayasa Mahkemesi'nin HDP'yi kapatma davası iddianamesini kabul etmesine ilişkin açıklama yaptı.
Kapatma davasının HDP'nin 'demokratik siyasetteki kararlılığını' ve 'mücadeleyi büyütme azmini' daha da artıracağını ifade eden Sancar, "HDP’yi kapattırmayacağız, büyüterek devam ettirecek gücümüz vardır. Bu davada verilecek karar sadece HDP’ye yönelik olmayacaktır" dedi.
HDP’yi sonuna kadar kararlı olduklarının altını çizen Sancar, "kimsenin şüphesi olmasın HDP’yi yaşatacağız. HDP Türkiye'nin aydınlık geleceğinin ışığı olan çok güçlü bir fikriyattır. HDP sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da demokratik birlikte yaşamanın teminatı olan ve güçlü kökleri olan bir fikriyat ve teşkilattır" diye konuştu.
Eş Genel Başkanlarımız Pervin Buldan ve Mithat Sancar, MYK üyelerimizle birlikte partimizin kapatılması için hazırlanan iddianamenin AYM tarafından kabul edilmesine ilişkin açıklama yapıyor - CANLI https://t.co/TBRJhMK9GL
— HDP (@HDPgenelmerkezi) June 21, 2021
Sancar, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
- Anayasa Mahkemesi kapatma davası ile ilgili yenilenen iddianameyi bugün kabul etti. Doğrusu, Anayasa Mahkemesinin tarihi bir fırsat yakalamışken bunu değerlendirmemiş olması Türkiye adına büyük bir talihsizliktir. Evet, AYM iddianameyi kökten reddetme fırsatına sahipti. Bunu yapması için de yeterince hukuki ve vicdani sebep mevcuttu. Çünkü kapatma davası aylar süren bir siyasi kampanyanın sonucunda açılmıştı.
- Başta iktidarın küçük ortağı MHP olmak üzere, iktidar ve yandaşları aylarca HDP’yi hedef gösterdiler, HDP’yi çeşitli platformlarda düşmanlaştıran açıklamalar yaptılar ve tehditler savurdular. AYM’den de bu yönde taleplerde bulundular. Bu talebi öncelikle elbette Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yönelttiler. Kısacası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının hazırladığı ilk iddianamenin arka planında bu siyasi kampanya, bu tehdit ve şantaj kampanyası yer alıyor.
- Üstelik başta MHP olmak üzere iktidarın çeşitli birimleri sadece HDP’yi tehdit etmekle kalmadılar, bizzat Cumhuriyet Başsavcılığını da tehdit ettiler. Bu arka planda hazırlanan iddianamenin herhangi hukuki bir değeri olmayacağını en temel hukuk bilgisi olan kişiler de değerlendirebilir.
- Bunun siyasi bir operasyon olduğunu herkes kendi gözleriyle canlı bir şekilde gördü. Ve ilk iddianamenin nasıl çürük, boş, çöp bir metin olduğunu da hep birlikte gördük. AYM ilk iddianameyi geri çevirmekle doğru bir iş yapmıştı, şimdi bu konuda hiçbir şey değişmemişken; siyasi kampanya, tehdit, şantaj operasyonları devam ederken üstüne bir de İzmir İl Örgütümüze canice saldırı yapılmışken, AYM’nin iddianameyi kabul etmiş olmasını hukukla açıklamak mümkün değildir.
- AYM, en azından aylardır ve yıllardır süren bu tehdit, şantaj, düşmanlaştırma ve hukuku bütünüyle bir kenara bırakma operasyonlarının altını çizerek iddianameyi reddetmeliydi. Ayrıca bütün bu kampanyaların sonucu olduğu açık olan İzmir İl Binamıza yapılan saldırıyı da dikkate almalıydı.
- İzmir İl Binamıza yapılan saldırı, orada katledilen yoldaşımız Deniz Poyraz, burada oynanan oyunun ne olduğunu herkese açıkça göstermişken AYM’nin bu gerçeğe gözlerini kapatmış olması kendileri adına tarihi bir sorumluluk yaratmıştır. Açık bir siyasi operasyon, demokratik siyaseti tasfiye planları üstüne kanlı kirli kaos planları böyle ortadayken eğer AYM iddianameyi reddetmiş olsaydı, Türkiye toplumuna demokrasi umudu adına önemli bir mesaj vermiş olacaktı. Bunu yapmadı, bu nedenle AYM’nin demokrasi, toplumsal barış ve özgürlük adına tarihi bir fırsatı heba ettiğini söylemek zorundayız.
- Ancak AYM’nin bundan sonraki süreçte bu vebali ortadan kaldıracak bir tutum sergilemesi yönündeki beklentimizi korumak istiyoruz. Şüphesiz bu davanın savcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı değildir. Bunu defalarca söyledik; bu davanın iddianamesini hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı değildir. Bu iddianame MHP Genel Merkezi’nde hazırlanmış, Saray'ın hukuk birimlerinde son şekli verilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiştir. Süreç bu kadar açıkken, davanın savcısının bizzat iktidarın kendisi olduğunu herkesin görmesi gerekiyor.
"HDP’yi kapattırmayacağız! HDP’yi büyüterek yoluna devam ettirecek gücümüz vardır. İnancımız tamdır, kararlılığımız sağlamdır."https://t.co/pVBIgGtRHx pic.twitter.com/GM2DBvYyvj
— HDP (@HDPgenelmerkezi) June 21, 2021
'AYM HDP’yi kapatma kararı verirse kendisini de kapatma kararı vermiş olacak'
- Bu davada verilecek karar sadece HDP’ye ilişkin olmayacaktır. Bu davada verilecek karar, en başka AYM’nin kendisi hakkında bir hüküm olacaktır. Eğer HDP’yi kapatma kararı verirse AYM kendisini de kapatma kararı vermiş olacaktır. Halkın vicdanında ve dünya demokrasi kamuoyunda AYM böyle bir karar verirse kendisini de mahkum etmiş olacaktır.
Biz kararlıyız HDP’yi sonuna kadar savunacağız, kimsenin şüphesi olmasın HDP’yi yaşatacağız. HDP Türkiye'nin aydınlık geleceğinin ışığı olan çok güçlü bir fikriyattır. HDP sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da demokratik birlikte yaşamanın teminatı olan ve güçlü kökleri olan bir fikriyat ve teşkilattır. Bir mahkeme kararıyla bunu etkisizleştirebileceklerini, bir dava süreciyle bu yoldaki kararlılığa gölge düşürebileceklerini sananlar çok büyük yanılıyorlar. Bu davayı bizi sindirmek, şantaj aracı olarak kullanmak gibi plan yapanlar varsa bilsinler tam tersiyle karşılaşacaklar.
'Gündemimizde fesih yok, kararımız HDP’yi ülkenin yönetimine ortak etmektir'
"HDP’yi kapatma davası konusunda partinin feshi olursa dava düşer gibi değerlendirmeler var bu gündeminizde mi?" sorusu üzerine Sancar şu ifadeleri kullandı:
"Sıfır gündem, böyle bir şey gündemimizde yok. İlk günden beri söylüyoruz; HDP’yi sonuna kadar savunacağız, yaşatacağız ve büyüteceğiz. Bu tür spekülasyonlara kimse kulak asmasın. Yürüyüşümüz, HDP’yi savunma ve yaşatma yürüyüşüdür, kararımız HDP’yi büyüterek bu ülkenin yönetimine ortak etme kararıdır. "
Sancar, "Muhalefetin bu konudaki tutumu hakkında neler söyleyeceksiniz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Yeni bir aşamaya geldik, her bir aşama Türkiye’deki muhalefet partilerinin de demokrasi güçlerinin de bir sınavı niteliğini taşıyor. Bu konuda benim özel bir değerlendirme yapmam gerekli değildir. Herkes kendi sorumluluğunu, bu davanın amacının ne olduğunu iyice görmeli; demokrasi, özgürlük ve barış içinde bir arada yaşama konusunda samimi olan her çevre ve her parti sorumluluğunu yerine getirmelidir. Bu sınav, halkın vicdanında karara bağlanacak bir sınavdır. Bu sınav tarihin önünde karara bağlanacak bir sınavdır."