İsveç’in en ünlü banka soygunu olarak kayıtlara geçen, tıp dünyasına ‘Stockholm Sendromu’ teşhisini 'kazandıran' ve İsveç tarihinde televizyonlardan canlı yayınlanan ilk suç eylemi olan olayda, soyguncuların talebi üzerine tahsis edilen ama hiçbir zaman kullanılmayan Ford Mustang satışa çıkarıldı. Ancak arabanın şu anki sahibi Mats Fahlgren, The Local’a yaptığı açıklamada satış sürecinin yavaş gittiğini ve ancak ‘doğru alıcıyı’ bulursa bu eşsiz arabayı satacağını söyledi.
Iconic 'Stockholm syndrome' bank heist car goes on sale:https://t.co/REeeAWn6Zh pic.twitter.com/89hu5UfrnG
— The Local Sweden (@TheLocalSweden) 2 Şubat 2016
Çoğu kişinin arabayı almak için değil sırf merak yüzünden kendisiyle iletişime geçtiğini belirten Fahlgren, arabanın kendi eline nasıl geçtiğini anlattı. Sınıf arkadaşıyla arabaları değiş tokuş ettiklerini, böylece arabanın yeni sahibi olduğunu aktaran Fahlgren, ilk başta arabanın ‘renkli geçmişiyle’ ilgili hiçbir şey bilmediğini söyledi. Arabanın olayın yaşandığı 1973’ten itibaren 7 kez el değiştirdiğini belirten Fahlgren, “Satış ilanı verince özellikle gazete ve kanallar büyük ilgi gösterdi. Arabanın reklamının yapılması adına iyi bir durum” dedi.
NE OLMUŞTU?
Clark Olofsson ve Jan-Erik Olsson 1973’te başkent Stockholm’deki Kreditbanken adlı bankada 6 gün süren rehine krizi yaşatmıştı. Polis, soyguncuların kaçmak için talep ettikleri arabayı getirmiş ama rehineleri yanlarında götürmelerini kabul etmemişti. Bunun üzerine Olsson, dönemin Başbakanı Olof Palme’yi aramış ve rehineleri öldürmekle tehdit etmişti.
Ancak rehineler, soyguncuları korumaya çalışmıştı. Hatta kadın bir rehine, soygunculardan biri hakkında duygusal hisler beslemeye başlamış, nişanlısını terk edip soyguncunun hapisten çıkmasını beklemişti. Psikyatr Nils Bejerot da ‘insanın işkencecisine hayran olması’ olarak özetlenebilecek Stockholm Sendromu terimini geliştirmişti.
Rehine krizinin sonunda ise bankaya giren ve gaz kullanarak soyguncuları etkisiz hale getiren polis, 4 rehineyi serbest bırakmıştı. Olsson 10 yıl hapse çarptırılmış, Olofsson ise temyize gitmesi sonrası serbest kalmıştı.
