Maddenin sürekli aldığında, bu duruma bağışıklık kazanıldığında ve artık kişiye eskisi kadar keyif vermediğinde ise olabilecekler hakkında açıklamalarda bulunan Demirci, şöyle dedi:
"Artık kişiye keyif verebilecek ne bir madde, ne bir insan, ne bir yaşam şekli kalıyor. Hiç bir arkadaş, dost, aile, sevdikleri, değer verdikleri bu kadar kuvvetli bir zevk mekanizmasının yerini tutamıyor. Bu da kişinin sevdiklerini hayatından çıkarmasına sebep oluyor ve kişi giderek yalnızlaşıyor. Bu tür maddeleri kullanmaya ihtiyaç duyan kişilerin yaşamında bu tür hazlardan mahrum yetiştiğini belirten Demirci, "İyi bir çocukluk yaşamı olmayan, sevgi ve merhamet duyguları öğretilmemiş, yeterince tatmin duygusu yaşayamamış kişiler bu maddelere kolaylıkla yönelebilir."'TEDAVİ İÇİN BİR ÖMÜR BOYU PSİKOLOJİK MÜCADELE GEREKİYOR'
Bağımlılık tedavisinin bir ömür boyu süreceğinden fakat bunun sürekli ilaç kullanmak zorunda olunacağı anlamına gelmediğini dile getiren İGÜ Dr. Öğretim Üyesi Psikiyatri Uzmanı Onur Okan Demirci, "Tedavi için bir ömür boyu psikolojik olarak mücadele etmek gerekiyor ve bu mücadelede gereken her türlü desteği ve yardımı alabilmek. Evet, bu zorlu bir süreçtir fakat hiç bir bırakma mücadelesi maddeyi kullanmak ve etkileri ile mücadele etmekten daha zor değildir" diye konuştu.
'MÜCADELE BİREYSELDEN ZİYADE TOPLUMSAL OLMALI'Uyuşturucu madde kullanımının tedavisinden daha kolay ve daha etkili bir mücadele yolu olduğundan, onun da uyuşturucu madde kullanımını engelleme yöntemlerinin geliştirilmesi olduğuna dikkatİ çeken Demirci şunları söyledi:
"Engellemekten kasıt yasaklamak değil, toplumu, her bir bireyi bilinçlendirmek, eğitim düzeylerini geliştirmek, sevgi ve saygı temelli bir toplum yaratmak, sağlıklı bir toplumsal psikoloji seviyesine erişmektir. Uyuşturucu maddeler ile mücadelede bireysel mücadeleden ziyade toplumsal bir mücadele daha önemli yer tutmaktadır. Daha güzel ve sağlıklı bir gelecek için birlikte, el ele, sevgi ve saygı ile yol almalıyız. Varoluşumuzun geleceğine giden yol öncelikle kişisel mutluluğumuzdan daha sonra da toplumsal mutluluğumuzdan geçmektedir."
Tüm yorumlar
Yeni yorumları göster (0)
Cevaben(Yorumu gösterYorumu gizle)