Güney Kore'de kadın haklarını savunan erkeklerin başını çeken ve kendini 'feminist' diye niteleyen Seul Belediye Başkanı Park Won-soon'un eski sekreteri tarafından cinsel tacizle suçlamasının ertesi günü intihar etmesi, toplumu böldü.
Despite the controversy over Park Won-soon's death, the Seoul City government organizes a 5-day funeral for him and sets up a memorial altar outside City Hall. https://t.co/eG5pgDLPG2
— Rappler (@rapplerdotcom) July 13, 2020
Görkemli devlet töreniyle onurlandırılmasına karşı çıkanlardan ötürü belediye meclisinde 100 kişinin katıldığı mütevazi cenaze töreninde Park Won-soon'un ardından ağlayanlar ve online yayına taziye mesajları gönderenler olduğu gibi "Utan", "İkiyüzlü", "Vergi mükelleflerinin paralarıyla ne yaptın" mesajları atanlar da vardı.
Arkadaşlarına, meslektaşlarına ve gazetecilere göstermiş
İnsan hakları avukatlığından belediye başkanlığına geçen ve 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favorisi olarak gösterilen Park'ın cenaze töreninin ardından kendisini tacizle suçlayan eski sekreterinin avukatı basın toplantısı düzenledi.
Kore Kadınları İçin Kırmızı Hat örgütünün ofisinde basının karşısına geçen kadın avukat Kim Jae-ryun, eski sekreterin Park'ın kendisine cinsel taciz içeren mesaj ve fotoğraflar attığını söylediğini, bunları bazı arkadaşlarına, meslektaşlarına ve gazetecilere gösterdiğini, yanısıra Park'ın kendisine istenmeyen fiziksel temasta bulunduğunu anlattığını aktardı.
Former secretary of late Mayor Park Won-soon says she lived in “pain” for a long time before deciding to speak out about the sexual harassment she faced and that all she wanted was to “live like a human being” https://t.co/E2wrm9KJ2e
— Joseph Kim (@josungkim) July 14, 2020
'Çalışma saatleri içinde ve dışında giderek artan dozda'
Adı açıklanmayan mağdurun, son dört yılda hem çalışma saatlerinde hem de çalışma saatleri dışında sürekli olarak belediye başkanının cinsel tacizine maruz kaldığından, zaman ilerledikçe tacizin dozunun arttığından ve 'Me Too' hareketinin Güney Kore'de geniş yankı bulması ve iktidar partisinin önde gelen iki ismini koltuktan etmesine rağmen Park'ın durmadığından şikayet ettiği belirtildi.
'Makam odasında bulunan yatağa çağırdı'
Başkent belediyesinin en tepe pozisyonunda olmasını kullanarak sekreterini taciz eden Park'ın 'Me Too' skandallarının eski Busan Valisi Oh Keo-don ve eski Güney Chungcheong Valisi Ahn Hee-jung'u görevden etmesine rağmen hız kesmediğini anlatan avukat Kim Jae-ryon, sekreterin dizinde sıyrık görmesini bile "Geçsin" diyerek öpmek için fırsat bilen Park'ın sekreteri makam odasında bulunan yatağa çağırdığını, sekreterine dokunup kendisine sarılmasını talep ettiğini, şifreli mesajlaşma uygulamasında gizli sohbet odasına davet ettiğini ve sürekli müstehcen mesajlar ve üzerinde iç çamaşırlarıyla çektiği fotoğraflarını gönderdiğini anlattı.
Kim, mağdur bunları çalışma arkadaşlarına aktarıp yardım istediğinden, Seul yerel yönetimini sekreterin çektiklerinden haberdar olmak, ama onu kurtarmak için hiçbir şey yapmamak, tersine Park'ın cinsel tacizini "Öyle bir adam değil" diyerek inkar etmekle suçladı. Sekreterin başka bir bölüme nakil talebinin de çok geç karşılandığını sözlerine ekledi.
Mağdurun yazılı açıklaması
Kim'le ilk görüşmesini 12 Mayıs'ta gerçekleştiren mağdur da ayrı bir yazılı açıklama yaptı.
Avukatın düzenlediği basın toplantısında Kore Cinsel Şiddet Mağdurlarına Yardım Merkezi Başkan Yardımcısı Kim Hye-jung tarafından okunan açıklamada, konuşmaya karar vermeden önce uzun süre acı içinde yaşadığını belirten eski sekreter, "Tüm istediğim insan gibi yaşamak" dedi.
'Yasalar tarafından yargılanmasını ve insani bir özür almayı istedim'
"Hukuk devleti Kore'nin bir yurttaşı olarak onun yasalar tarafından yargılanmasını ve insani bir özür almayı istedim. Cesaretimi toplayıp suç duyurusunda bulunmamın ardından polise ifade verdiğim gece, benim onuruma zarar veren kişi, gönüllü olarak kendi onurunu yüzüstü bıraktı" diye devam eden mağdur, Park'ın intiharına 'hala inanmak istemediğini' ve 'derin hayal kırıklığı yaşadığını' dile getirdi.
'Huzur içinde yatsın'
Eski patronu için "Huzur içinde yatsın" diyen mağdur "Ben bundan sonra nasıl yaşayacağım? Ben de insanım, bir yaşamım var. Umarım ailem ve ben normal hayatımıza geri dönebiliriz ve güvenli şekilde yaşayabiliriz" diye ekledi.
