Suudi Arabistan'ın Rusya'ya dönüşü ABD'yi kızdırdı

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz el Suud'un Rusya'ya davetini yazan Washington Post, "ABD'nin dünya kamuoyundaki prestijinin önemli ölçüde düşüren Washington'un eski müttefikleri Rusya ile yakınlaşmaya gidiyor" yorumda bulundu.

Moskova ile Riyad arasındaki olası işbirliği ABD'ye "darbe" olarak nitelendiren Washington Post, "1930'ların ortasında Franklin Delano Roosevelt'in Suudi Arabistan ile sözleşme imzalandığından beri Suudilerle müttefikliğimiz sürüyor. ABD'nin kendilerini yalnız bıraktığını hisseden Suudiler  ABD'nin düşüşte olduğunu ve bu yüzden de yükselen İran ile çok yakından işbirliği yaptığını düşünüyor. Onun için de kendileri Rusya'ya dönüyorlar. Bu durum bizim şimdi gerçekten de ne konumda olduğumuz konusunda çok şeyi anlatıyor" diye yazdı.

Haziran ayın ortasında Rusya'nın St. Petersburg kentinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Muhammed bin Selam'ı ağırlamıştı. Bu ziyaret Batı medyasında farklı yorumlara neden oldu. Putin ve Muhammed bin Selam, görüşmesi sonra imzalanan birçok anlaşma sürpriz niteliğinde oldu. Bu anlaşmaların en önemlisi ise barışçıl amaçlarla 16 nükleer reaktör tesisinin ve enerji ve su kaynaklarının inşa edilmesi. Söz konusu tesislerin işletilmesinde Rusya'nın büyük bir rolü olacak.

Suudi Arabistan'ın bu adımı Batı ve özellikle ABD'nin baskısına neden olacağını söyleyen XXI. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Enerji güvenliği uzmanı Tuğçe Varol, buna rağmen Suudi Arabistan'ın bölgedeki mevcut koşullara göre hareket ettiğini söyledi. Varol, Sputnik'e şu değerlendirmelerde bulundu:

Her ne kadar Suudi Arabistan petrol zengini bir ülke olsa da enerji tüketimi her yıl artmakta. Öyle hesaplamalar var ki 2035 yılında Suudi Arabistan enerji ihracat eden değil enerji ithal eden bir ülke duruma gelecek. Öyle bir ülke pozisyonuna geldiğinde Suudi Arabistan'ın yardımına Batılı ülkeler koşmayacak. O nedenle şu andan itibaren hem nükleer enerji yatırımları yapmayı çalışıyor hem güneş enerjisi yatırımları yapmayı çalışıyor. Suudi Arabistan'ın Rusya ile olan enerji anlaşması bu noktada çok kritik. Batılı devletleri, Amerikan şirketlerini tercih etmedi, Rus teknolojisini tercih etti. Bu ülkenin kendi tercihidir. Ama tam bu noktada çok fazla eleştiri alacağını hem de üzerine yüklenmeye başlanacağını düşünüyorum.

Aynı zamanda hem Yemen savaşı hem Süriye savaşı hem Suudi Arabistan ile İran rekabeti gibi şartlar bir yandan Suudi Arabistan'ı kendisini Rusya ile anlaşma yapma yoluna doğru itti. Çünkü hem Suriye'de hem de Yemen'de Rusya'nın desteğine ihtiyacı var. Ve Ruslar da ‘gelin, bakın pek çok konuda anlaşabiliriz. Masaya size sunacaklarımızı verelim. İşte silahlarımız var, nükleer teknolojimiz var' demiş olabilir. Bu da Suudi Arabistan'a cazip gelmiş olabilir. Bu gelişmeler aynı zamanda konjonktürü çok fazla değiştirebilecek bir gelişmelerdir.