Rusya Savunma Bakanı Şoygu: Dış baskı karşısında toplum ve ordu güçlendirilmeli

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, dış baskıya en iyi yanıtın toplum ve ordunun güçlendirilmesi olacağını belirtti.

Rusya Gençlik Eğitim Forumu’nun katılımcılarıyla görüşen Şoygu, “Zayıf olmaya hakkımız yok. Zayıf olursak Suriye, Libya, Yugoslavya ve birçok diğer ülkede meydana gelenler bizde de yaşanır. Ama ülkemizde çok farklı olur” ifadesini kullandı.

Dış güçlerin, Rusya’da iç çatışmanın yaşanmasını istediğini belirten Şoygu, “Eninde sonunda ülkemizde etnik, dini ve soy düşmanlıkların olmasını, birbirimizi yememizi, ülkeyi içeriden yıkmamızı istiyorlar. Buna izin veremeyiz. Demek ki, güçlü olmalıyız. Karşımızda duran görev net, açık ve basit. Güçlü ülke, güçlü ordu. İşte biz de bunu yapıyoruz” dedi.

Rusya’ya baskının 2000’li yıllarda başladığını ve giderek güçlendiğini söyleyen Savunma Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlarsanız, 2014 Olimpiyatları öncesinde türlü şikayetler vardı. LGBT topluluğa kötü davranıyormuşuz, onlara ayrımcılık yapıyormuşuz, Olimpiyatlara gitmelerine izin vermiyormuşuz ve başka şikayetler. Bu, bugün artık kendilerinin de çözemediği arapsaçına dönüştü”.

Rusya’nın, Suriye’deki eylemlerinden dolayı suçlandığını dile getiren Şoygu, “Kırım’dan, Ukrayna’dan, insan haklarından bahsetmiyorum bile. Başka neyle suçlanıyoruz? Neredeyse her şeyle. Bu ne gösteriyor? Bu, içimizde daha da güçlü olmamız gerektiğini gösteriyor” ifadesini kullandı.

Ülke içindeki tehditlerin temel tehlike olduğunu söyleyen Savunma Bakanı, “Dış tehditler belli. Güç tehditleri, bizi tehdit etmeleri. Kimlerin tehdit ettiğini, neyle tehdit ettiğini biliyoruz. Ellerindeki silahları, bu silahlara nasıl karşılık vereceğimizi, nasıl mücadele edeceğimizi biliyoruz, savunmamızı ona göre inşa ediyoruz. Ama en korkunç olan iç tehditlerdir, bu son dönemde, son yıllarda her bir ülke için temel tehlike haline geldi. Tüm bunlar, ülke içinde toplumun yavaş yavaş çürümesinden kaynaklanıyor. Birileri gençler diyor, bazıları gençler değil diyor. Önemli değil. Bu çürüme belirsiz bir şekilde ilerliyor” diye konuştu.

Batı’nın, 2000 yılına kadar Rusya’ya “sonu belli” ülke gözüyle baktığını söyleyen Şoygu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rusya yavaş yavaş gerileceğine, borç bataklığına saplanacağına, sonsuza kadar Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ve IMF’ye borcunu ödeme duruma düşeceğine inanıyorlardı. Yeni borç dilimini verip vermediği haberini dört gözle beklediğimiz zamanları hatırlıyorum. Ama sonra işimizi bitirmediklerini gördüler. Birçok Avrupa ülkesine yaptıkları gibi bizi borç bataklığına sokamadılar. Dışarıdan Avrupa’da demokrasi, özgürlük var diye görünüyor ama ülkelerin dış faktörlere bağımlı olduğuna basit ve anlaşılır birçok örneği var. Misal Minstral helikopter gemisini Rusya’ya satmayacaksınız dediler. Evet parasını aldınız, gemiler yüzde 90 hazır, ama satmayın. Satarsanız elimizde adı yaptırım olan bir çubuk var, bankalarınızdan birine yaptırım uygularız ve 14 milyon Euro vermek zorunda kalacaksınız, dediler. Onlar da teslim etmekten vazgeçti”.

Şoygu, “Ucuz doğalgazın tedarik edildiği bir ülkenin, bu gaza karşı çıkması ve herkesi, daha pahalı gaz almaları gerektiğine ikna etmesine ne demeli?” diye ekledi.