Uluslararası kuruluşlardan tüm dünyaya 'acilen su ve iklim tedbirleri alma' çağrısı

Uluslararası kuruluşlar, dünya devletlerine su ve iklim konusunda bir an önce ortak adım atma çağrısında bulundu.

Dünya Meteoroloji Birliği (WMO) ile Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), BM Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Uluslararası Tarım Kalkınma Fonu (IFAD), BM Çevre Programı (UNEP), BM Çocuk Fonu (UNICEF), BM Üniversitesi (UNU), BM Avrupa Ekonomik Konseyi (UNECE) ve Küresel Su Ortaklığı (GWP) kuruluşlarının liderleri, iklim değişikliği ve su konusunun önemine değinen ortak bir mektup kaleme aldı.

Mektupta, 31 Ekim'de Glasgow'da düzenlenecek BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26) öncesi üye ülke liderlerine su ve iklim değişikliği konularını önceleme çağrısı yapılırken, "İnsanları ve gezegenimizi etkileyen iklim değişikliğinin su ile alakalı sonuçlarını ele almak için acilen hızlandırılmış adımlara ihtiyaç vardır" ifadesi kullanıldı.

İklim değişikliğinin küresel su döngüsünü olumsuz etkileyerek kuraklık ve sel gibi afetlere yol açtığının vurgulandığı mektupta, "Yükselen sıcaklık ve su kaynaklarının akış profilindeki değişkenlik, yüzeydeki ve yer altındaki suyun kalitesini büyük oranda etkilemektedir" bilgisi paylaşıldı.

Kuruluşların mektubunda, UNICEF'in verilerine göre iklim değişikliğinin dünyada 920 milyon çocuğu su kıtlığına maruz bırakabileceği uyarısı hatırlatılarak üye ülkelere, "su ve iklim gündemini ulusal düzeyde entegre etme", "küresel su takip sistemlerini destekleme ve finanse etme", "su yataklarına dair teknik, siyasi ve bilimsel iş birliğini destekleme", "su ile alakalı felaketlere karşı uyarılara uluslararası erişimi teşvik etme", "sel ve kuraklık yönetimine dair önleyici yaklaşım benimseme" ve "iklim ve su risklerine dair verilerin entegrasyonunu destekleme" çağrılarında bulunuldu.

31 Ekim-12 Kasım'da düzenlenecek COP26'ya yaklaşık 140 lider katılacak.

Zirvede, küresel sıcaklık artışının yüzyıl sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması, hatta 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için 2050'ye kadar sıfır karbon emisyonu hedefine nasıl ulaşılacağı masaya yatırılacak.