Prof. Dr. Görmez: Bunlar iyi günlerimiz, Temmuz'dan sonra 2-3 yıl bizi zor günler bekliyor

Prof. Dr. Kemal Görmez Türkiye’yi ekonomik anlamda zor günlerin beklediğini ileri sürdü. Seçim öncesi yapılan harcamalardan EYT düzenlemesine birçok konunun bu süreci hazırladığını kaydeden Görmez, “Önümüzdeki birkaç yıl vergiden, zamdan şikayet etmeye hakkımız yok, olmayacak da. Çünkü ülke cidden zor durumda. Hep birlikte katlanacağız” dedi.

Radyo Sputnik'te yayınlanan Aysel Alp'le Ankara'dan Haber Var programında bugün, CHP'deki gizli toplantı ve yaklaşan yerel seçimler Siyaset Bilimci Prof. Dr. Kemal Görmez ile; akaryakıttaki artışın çiftçiye yansımaları ise Tarımda Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Dr. Talat Şentürk ile konuşuldu.

‘Millete sabır diliyorum’

Türkiye’nin ekonomik anlamda ‘zor’ durumda olduğunu dile getiren Görmez, bu durumun nedenlerini şöyle sıraladı:

“Çok zor bir dönem geçireceğiz. Ekonomik anlamda bunlar iyi günlerimiz bunu da baştan söyleyeyim. Türkiye ekonomisi düzlüğe çıkarılmak isteniyorsa en az 2 ya da 3 yıl bu süreçleri çekeceğiz biz. EYT’yi herkes alkışladı ama EYT Türkiye ekonomisine vurulan en büyük darbelerden biridir, bunun acısını çok büyük ölçüde çekeceğiz. Sadece EYT değil, seçim öncesi savrukluklar bunlar biliniyordu. Kimse şaşırmasın. Memur zamları keza. Düşünebiliyor musunuz bir ülkede emekli sayısı ile çalışan sayısı arasındaki fark neredeyse ortadan kalkmaya başladı. Kabaca ben millete sabır diliyorum. Bizim önümüzdeki birkaç yıl vergiden, zamdan şikayet etmeye hakkımız yok, olmayacak da. Çünkü ülke cidden zor durumda. Hep birlikte katlanacağız.”

‘İktisadi süreçler şu andaki haliyle oy verme davranışını değiştirmez’

Görmez, ekonominin yansımalarının yerel seçimde görülüp görülemeyeceğine yönelik şöyle konuştu:

“Yerel seçimde görmeyeceğiz. Bu toplumun yüzde 25’i zaten aç. Bu toplumun açlarının önemli bir kısmı AK Parti’ye oy veriyor. Bunların oy davranışı değişmeyecek. Bir kasabada ya da Ankara’nın gecekondu mahallesinde oturuyorsunuz. Asgari ücret zaten artırıldı, 11 bin 500 lira para alıyorsunuz ve bir yerlerden de yardım alıyorsunuz. Siz akaryakıt tüketmiyorsunuz, siz sigorta ödemiyorsunuz. Gelen zamlardan etkilenmiyorsunuz. Ben Ankara’nın çeşitli semtlerinde ya da taşrada ‘7-8 bin lirayla biz mutfağımızı döndürüyoruz’ diyor. Bunlara bu zamlar etkili değil. Neye etkili? Orta sınıfları etkileyen bir şey. Bunlar zaten AK Parti’ye oy vermiyordu. Muhalefete güvenmeyen bir kesim var. Dolayısıyla iktisadi süreçler şu andaki haliyle oy verme davranışını değiştirecek düzeyde değil.”

‘Yerel seçim süreci CHP ve İYİ Parti için sıkıntılı geçecek’

Yerel seçimlere yönelik değerlendirmelerde bulunan Görmez, “Yerel seçimlerde eğer CHP HDP ve İYİ parti ittifakını gerçekleştiremezse İstanbul’u kaybetti zaten. Şuandaki haliyle İstanbul’u CHP alamaz. HDP’nin yüzde 10’lara yakın, İYİ Parti’nin yüzde 10’lara yakın oyunu çıkardığınızda CHP’nin İstanbul için de Ankara için de kazanması mümkün görünmüyor. Açık ya da kapalı ittifak yapmadığı sürece yerel seçimlerde zora girecek CHP. AK Parti için rahat bir seçim. Eskişehir’i dahi alabilir. CHP ve İYİ Parti için sıkıntılı olacak gibi görünüyor bana” dedi.

‘Ekim dönemi başlamadan mazot ve gübreye destek artmalı’

Aysel Alp’in sorularını yanıtlayan Tarımda Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Dr. Talat Şentürk tarımda üreticinin durumunu anlattı. Dövizdeki kur baskısının üreticiyi en çok etkileyen durum olduğunu kaydeden Şentürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Akaryakıttaki fiyat artışları üretim maliyetlerini çok olumsuz etkiliyor ve artırıyor. Üretim maliyetlerinin arttığı bir yerde biz eğer ürün alım fiyatlarını da artıramazsak, dövizdeki kur baskını azaltamaz isek ve bunlara da yeterli desteği sağlayamaz isek üreticiyi zor durumda bırakırız. ‘Ülkemde yoksa gider ithal ederim’ dökme suyla değirmen dönmez. Biz üretimi sürdürmek zorundayız. Buğday, mercimek, arpa ekim dönemi yaklaşıyor. Bakanlığın elini çabuk tutması lazım. Ekim dönemi başlamadan bir an önce mazota ve gübreyi desteği artırması lazım. Aksi halde üreticiyi tarladan soğuturuz. ‘Benim gücüm bu kadar’ diyerek ektiği miktarı azaltır.”

‘Arazileri etkin kullanamıyoruz’

Arazi kullanımı konusunda verimliliği artıracak bir dizi önlem sıralayan Şentürk, şöyle konuştu:

“Arazilerimiz küçük parçalı ve arazileri etkin kullanamıyoruz. O nedenle bizim arazi toplulaştırması ve tarla içi çalışmalarımızı bir an önce tamamlayıp en azından arazideki çok parçalılığı önleyip maliyetleri bir miktar da buradan azaltabilmeliyiz. Arazi bankacılığı ve arazi kullanım planı sistemlerini bir an önce etkin hale getirip arazilerin toplulaştırılması yönünde kullanmalıyız.“

‘Piyasa düzenleyici kuruluşlar yaygınlaştırılmalı’

Maliyet yüksekliğine dikkat çeken Şentürk, “Piyasa düzenleyici kuruluşlar etkin hale getirilmemiz lazım. Üreticinin fiyatını değeri fiyattan alacak. Yüzde 25+maliyet. Üreticiye kâr verilmezse üretimde sürdürülebilirlik sağlanamaz. Maliyetlerin 4 lirayı geçtiği bir devrede ürün fiyatını 4-4,5 liradan satarsa üretici kazanamaz. O yüzden bu piyasa düzenleyici kurum ve kuruluşları bizim illere, ilçelere, beldelere hatta köylere kadar yaygınlaştırıp üreticinin pazara erişimini kolaylaştırmamız lazım” diye konuştu.