Medvedev: Japonya yönetimi yeni bir askerileşme rotası izliyor

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Japonya yönetiminin 1945 trajedisini unutarak ve bir zamanlar kötü şöhretli sonu olan ülkenin mirasçısı haline gelerek yeni bir askerileşme rotası izlediğini belirtti.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, 3 Eylül Militarist Japonya’ya Karşı Zafer Günü ve İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi dolayısıyla ülkenin doğusundaki Yujno-Sahalinsk kentinde düzenlenen etkinliklere katıldı.

Medvedev, burada yaptığı konuşmada, “Japon yetkililerin yeni bir askerileştirme rotası izlemeleri üzücü, onlar bir zamanlar kötü şöhretli sonu olan Japonya'nın mirasçıları oldu. Onlar, Amerika'ya olan hayranlıkları nedeniyle nükleer alevler içinde diri diri yanan, gelecek nesiller boyunca radyasyonla zehirlenen yüz binlerce yurttaşın trajedisini çoktan unuttu” diye konuştu.

‘Japonya aktif bir şekilde Ukrayna'ya yardım sağlıyor ve çatışmaya sürükleniyor’

Medvedev, Japonya’nın giderek daha yoğun bir şekilde Ukrayna'ya yardım sağladığını ve çatışmaya sürüklendiğini ifade etti.

“Ülkemiz, kulağa ne kadar üzücü gelse de şimdi Ukrayna'da baş kaldıran Nazizm ile savaşmaya devam ediyor ve bunu, Büyük Vatanseverlik Savaşı yıllarında müttefikimiz olan Batılı küratörlerin desteğiyle yapıyor. Yakınımızdaki Japonya'nın da Kiev rejimine giderek daha yoğun bir şekilde yardım sağlaması ve askeri çatışmanın içine çekilmesi de kötü” diyen Medvedev, bu sözlerinin Japonya’da duyulabilmesi için özellikle Sahalin’de bu konuya değindiğini sözlerine ekledi.

‘Nazizmle mücadele Rusya'nın kutsal görevidir’

80 yıl önce olduğu gibi şimdi de insanlığı küresel bir felakete sürüklemeye hazır olanlara kararlı bir karşılık vermenin ve onları yenilgiye uğratmanın Rusya’nın kutsal görevi olduğuna dikkat çeken Medvedev, şunları söyledi:

“Tarih dersleri şu anda özel bir öneme sahip. Tıpkı 20. yüzyılda olduğu gibi dünyaya hükmetmek isteyenler, insanlığı küresel bir felakete sürüklemeye hazır olanlar bir kez daha başkaldırdı. 80 yıl önce olduğu gibi onlara en kararlı biçimde karşılık vermek ve kazanmak bizim kutsal görevimizdir.”