MHP'li Şandır: Olgunlaşan şartların bize yüklediği sorumluluğun gereğini yaparız

Eski MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Parlamenter sistemi savunmada son derece samimiyiz. Kapalı kapılar ardında oyun kurmayız. Genel Başkan’ın da böyle bir ilkesi yok. Şartları oluşturmak gibi bir metodumuz yok bizim, olgunlaşan şartların bize yüklediği sorumluluğun gereğini yaparız” dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli'den gelen referandum çıkışı gündemdeki sıcaklığını koruyor. Bahçeli'nin fiiliyatta var olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin AK Parti'yi harekete geçmeye çağırması AK Parti cephesinde anında karşılık buldu. Başbakan Binali Yıldırım, "1 hafta 10 gün içerisinde yeni anayasayı getiririz" dedi ardından da iktidar partisi milletvekilleri MHP'den gelen açıklamanın kendilerini yüreklendirdiğini belirtti. CHP ise diyaloglara sert tepki gösterdi. 1 haftalık sürecin ardından Başbakan Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli dün yeniden bir araya geldi. Buluşmaya ilişkin notları ve MHP'nin stratejisini eski MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programında değerlendirdi.

Başkanlık sistemine ilişkin fiiliyattaki durumu hukuk devletini ortadan kaldırma girişimi olarak yorumladığını belirten Şandır, uygulamadaki hukuksuzluğun MHP tarafından desteklendiği algısının yanlış olduğunu söyledi:

‘TÜRKİYE'NİN DEVLETİYLE, MİLLETİYLE, STK'SIYLA, KURUMLARIYLA, SİYASETİYLE UYUM İÇİNDE OLMASI LAZIM'

"Türkiye çok önemli, çok sıkıntılı ve geleceği öngörülemeyen bir süreçten geçiyor. Yarın ne olacağı belli değil, bölgemizde sıcak savaş yaşanıyor. Bu savaş her ne kadar bölgesel gibi gözükse de dünya savaşına dönüşme istidadında. Dolayısıyla Türkiye'nin geleceğini çok yakından ilgilendiren bir tehdit, bir belirsizlik sürecinden geçiyoruz. Böyle bir ortamda Türkiye'nin devletiyle, milletiyle, STK'sıyla, kurumlarıyla, siyasetiyle uyum içinde ve bir arada olması lazım. Çünkü yaşadığımız hadiseler milli mesele mahiyetinde, siyasi parti penceresinden bakılamayacak kadar hayati, beka düzeyinde meseleler. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi, özellikle de Sayın Genel Başkanı'mız bir husustan tedirginlik, endişe duyuyor: Devletin hukuk devleti olma iddiasını, mecburiyetini ortadan kaldıran en üst düzeyde bir girişim var. Sayın Cumhurbaşkanı kendisi de iradi olarak, yani sehven falan da değil, bilerek, şuurlu bir biçimde ve ısrarla partili cumhurbaşkanlığını, başkanlık sistemini Bakanlar Kurulu'na da başkanlık yaparak, siyaset yaparak, siyasi partilere cevaplar vererek uyguluyor. Cumhurun başı olmak gibi değil, bir partili cumhurbaşkanı gibi davranıyor ve mevcut mer'i hukukumuzu, Anayasa'mız dahil mevcut hukukumuzu en üst düzeyde çiğniyor. Bir defa değil, birçok defa çiğniyor. Bir de facto durum yaratmaya çalışıyor. Bu durum çok sıkıntılı duruyor çünkü bizim ortak paydamız hukuk devletidir, bu devlettir.

Bu devletin devlet olabilmesi için de hukukun üstünlüğünün bağlayıcı olması lazım. En üst düzeyde Sayın Cumhurbaşkanı'nın, ben bu hukuku dinlemiyorum, Anayasa öyle olmamasına rağmen ben böyle olacağım, beni millet seçti, ben partili cumhurbaşkanı olacağım iddiasını biz, gelecek açısından ve şu an içinden geçtiğimiz sıkıntılı sürecin bizi kötü etkilemesini engelleyecek bir birlik sağlama açısından, Sayın Cumhurbaşkanı ve onun güdümündeki iktidar partisinin tavrından çok ciddi rahatsızlık duyuyoruz. Bu sebeple genel başkan dedi ki, kardeşim bu kadar gözümüzün içine baka baka böyle bir fiili durum yaratmaktansa bu işe bir son vermek lazım. Biz sizi terörle mücadelede, Ortadoğu'daki gelişmeler karşısında gösterdiğiniz dış politikada destekliyoruz ama siz bizim bu desteğimizi toplumsal algıda kötüye kullanıyorsunuz. Sanki sizin hukuk dışı davranışınıza biz destekmişiz gibi yansıtıyorsunuz. Gelin bu konuda ne yapacağınızı millete söyleyin, dedi. Başkanlık sistemiyle fiili durumu hukuki duruma dönüştürme teklifini geçen grup toplantısında dile getirmesinin bu amaç ve bu endişeyle ilgili olduğunu ben biliyorum."

‘MHP'Lİ VEKİLLER OLARAK BİZİM İRADEMİZ PARLAMENTER SİSTEMDEN YANA'

"MHP'nin bu konudaki tavrı çok net: Biz parlamenter sistemi destekliyoruz ve başkanlık sistemine ilişkin verilmiş bir sözümüz de yok" diyen MHP'li vekil, Devlet Bahçeli'nin seçimi milletvekillerinin vicdanına bıraktığını ama kendilerinin parlamenter rejimden yana irade koyacaklarını vurguladı. "MHP'li vekiller ‘hayır' diyecekse AK Parti niçin oylamayı Meclis'e getirsin ki?" sorusunu ise başka işbirlikleri olabilir, başka şeyler düşünülebilir şeklinde yanıtladı:
"Bakınız MHP'nin parlamenter sistemi desteklemesinin, talep etmesinin de bir gerekçesi var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir milli mücadele sonrası kurulmuş ve kurucu kahramanlar bir kurucu hukuk belirlemişler. Bu da 1924 Anayasası ve Lozan Barış Antlaşması'nda derc edilmiş. Bu bir cumhuriyettir ve bu cumhuriyet parlamenter demokratik sisteme dayalı bir cumhuriyettir. Bu kurucu hukuktur. Siz kurucu hukuku değiştirirseniz bu devleti yıkmış olursunuz. Bu işin özü budur. Bu sebeple biz, parlamenter sistemi sonuna kadar destekleyeceğiz. Bu de facto durumdan da son derece rahatsızız."

‘KAPALI KAPILAR ARDINDA OYUN KURMAYIZ'

Kamuoyunda MHP'nin başkanlık sistemine ilişkin AK Parti'yi alttan alta destekleyeceğine yönelik oluşan algıya ilişkin de değerlendirmede bulunan Şandır, "Kapalı kapılar ardında oyun kurmayız" dedi.

Şandır, şöyle konuştu: "Parlamenter sistemi savunmada son derece samimiyiz. Hukuku arkadan dolanarak, sonucu belli olan bir şeyi oynamayız. Kapalı kapılar ardında oyun kurmayız. Genel Başkan'ın da böyle bir ilkesi yok. Şartları oluşturmak gibi bir metodumuz yok bizim, olgunlaşan şartların bize yüklediği sorumluluğun gereğini yaparız. Samimi olarak söylüyorum, milli birliğin sağlanıp, milli dava haline dönüşecek konularda Cumhurbaşkanı'ndan başlayan bu hukuk dışılığın Türkiye'nin bekası için ve geleceği için çok ciddi tehlike oluşturacağı kanaatindeyim. Sayın Cumhurbaşkanı dün de CHP'ye laf yetiştirmekle meşguldü, böyle bir hukuk yok. Ben yaptım oldu mantığıyla bunu sürdürdüğü takdirde bir yarılma, cepheleşme olacaktır. Biz bunu ülkemizin geleceği açısından tehlikeli görüyoruz."