Bodrum'da partisinin ilçe teşkilatını ziyaret eden Metiner, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 15 Temmuz sürecinin hala devam ettiğini belirten Metiner, "Asker üniforması içindeki teröristleri millet olarak yendik, ama o teröristlere arka çıkan Batı dünyası terör örgütleri üzerinden Türkiye'yi hizaya getirmeye çalışıyorlar. Ekonomik yaptırımlar, dövizle oynamalar, 15 Temmuz sürecinin çok daha farklı bir biçimde devam ettiğinin göstergesi. Terör örgütleri üzerinden Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışıyorlar" dedi.
CHP'nin de tutumunu değerlendiren Metiner, "Ana muhalefet partisinin umarım bundan sonraki siyaseti farklı olur, terörle topyekün mücadele etmek zorundayız. Umarım ve dilerim bu süreçte CHP de tıpkı MHP gibi milli ve yerli bir siyasetin inşasında terörle mücadele konusunda hükümetimize gerekli desteği sunar" diye konuştu.
'TERÖR, BİZİM EN HASSAS ÇİZGİMİZ'
Metiner, kayyum atanan belediyeler ilgili olarak şunları söyledi: "Belediyeler bir anlamda terör örgütüne parasal imkan sağlarken, aynı zamanda da askerlik şubesi gibi çalışıyorlar. Dağa adam, genç gönderen askerlik şubesi gibi çalışıyorlar. Hiçbir demokratik hukuk devletinde bu tür faaliyetler yapan, terör örgütünün talimatı ile terör örgütünün ekonomik beşeri lojistiğini sağlayan belediyelere asla müsamaha gösterilmez. Dolayısıyla seçimle gelen seçimle gider mantığı doğru değil, kimse seçildikten sonra terör örgütünün yardım ve yataklarını yapamaz, terör bizim en hassas çizgimizdir. Onun için belediyelere kayyum atanması da seçilmiş olmasalar bile fezlekeleri kaldırılmış milletvekillerinin tutuklanması da hukuk devletinin bir gereğidir."
'CUMHURBAŞKANI SEÇİYORUZ, PADİŞAH SEÇMİYORUZ'
Türkiye'de bir süredir gündemde olan başkanlık sistemiyle de ilgi konuşan Metiner, "Bizim başkanlık sistemi dediğimiz sistem, güçlü bir Cumhurbaşkanlığı sistemidir. Yani yönetimin tekleştirildiği, bir siyasal modelden bahsediyoruz. Biz rejim değiştirmiyoruz, hükümet sistemimizi değiştiriyoruz. Yani başbakanlığı aradan çıkartıyoruz sadece. Yürütme, yasama, yargı birbirinden bağımsız ama birbirini de aynı zamanda denetleyen kuvvetler ayrılığına dayalı bir yeni model getiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı yetkileri de çok da demokratik bir zemine çekiliyor, mevcut anayasaya göre cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu yok ama bizim şu an MHP ile birlikte getirdiğimiz hükümet değişikliğinde cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu var. Biz Cumhurbaşkanı seçiyoruz, kral seçmiyoruz, padişah seçmiyoruz. Ama CHP anlam veremediğimiz bir biçimde bunu bir rejim tartışmasına sürüklüyor. Hatta daha da ileri giderek başkanlığı kan dökülmeden getirilemeyecek söylüyor. Hatta daha da üzücü olanını söyleyeyim referandumda halkın tamamına yakını evet dese bile bu iradeyi tanımayacağım söylüyor, bir tür iç savaş çığırtkanlığı yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir kez daha durduğu yeri gözden geçirmesi gerekiyor. Başkanlığı ancak kan dökerek getirebilirsiniz dedikten sonra Beşiktaş'ta bombalar patlıyorsa, CHP'nin kalkıp teröre karşıyız demesinin elbette bir anlamı var, ama toplum nezdinde yeterince inandırıcılığı olmuyor" dedi.
