HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Genel Merkezi aracılığı ile kamuoyuna duyurulan mesajında, İstanbul'da yeni yılın ilk saatlerinde, farklı ülkelerden 39 kişinin yaşamını yitirdiği insanlık düşmanı saldırıyı lanetlediğini belirterek, “Bu durum ülkemizin kaderi değildir, olmamalıdır” dedi.
“İstanbul Ortaköy'deki alçakça saldırıda hayatını kaybeden tüm insanlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum” diyen Demirtaş, mesajında şu görüşlere yer verdi:
“Bu saldırı sonrasında bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, ciddi bir istihbarat zaafı vardır. Toplumun güvenliğini sağlama sorumluluğu tümüyle siyasi iktidardadır. Hükümet, özgürlük ve güvenlik dengesini büyük bir hassasiyetle gözetmelidir. Bu tip saldırıları önlemede güvenlik tedbirlerini almak kadar, demokratik ve özgürlükçü standartları ülkeye hakim kılmanın da önemi büyüktür. Aşırı güvenlikçi politikalar adına özgürlüğün kısıtlandığı yerlerde toplumsal hastalıklar, kanamalar ve yaralar oluşması kaçınılmazdır.
‘ÇIKIŞ YOLU EŞİT VE ORTAK YAŞAMI İNŞA ETMEKTİR’
Yaşadığımız bu felaketlerden çıkışın yolu, 78 milyonu bir kişinin veya milliyetçi bir yapının etrafında toplanmaya mahkûm kılmak değil, demokratik birlik ruhu etrafında bir arada eşit ve ortak yaşamı inşa etmektir. Hiçbir etnik, inançsal, kültürel, siyasi çevrenin kendisini dışında görmeyeceği ve hissetmeyeceği toplumsal koşulları yaratmak, birleştirici, çoğulcu bir dil kullanmak en büyük güvenlik tedbiridir.
‘İKTİDAR, ÜLKEYİ KAOSA SÜRÜKLEMEKTEDİR’
Üzülerek belirtmek isterim ki, siyasetçileri, gazetecileri, akademisyenleri, yazarları, hükümetin karşısında yer alan tüm muhalifleri baskı altına alan, tutuklayan iktidar ülkeyi duyguda ve zihinlerde bölmekte ve toplumu kaosa sürüklemektedir. “
Demokratik muhalefetin ülkenin üçüncü büyük partisi HDP’yi dışlayarak sağlanamayacağını kaydeden Demirtaş, siyasi iktidarın enerjisini HDP’ye saldırılara değil, toplumsal barış ve güvenliği sağlamaya harcaması gerektiğini söyledi. Demirtaş “Önümüzdeki en büyük görev, 80 milyon insanın bu ülkeye olan aidiyet ve sahiplenme duygusunu güçlendirecek demokratik çalışmalar yapmaktır. Halklarımıza çağrım; kimliksel ve inançsal aidiyetlerimizi, farklı yaşam tarzlarımızı ve dünya görüşlerimizi zenginliğimiz olarak görerek el ele verip, bir arada kenetlenerek demokrasiye, hak ve özgürlüklere sahip çıkmak, toplumsal barışımız için ortak mücadele yürütmektir” dedi.