Türkiye, Kaşıkçı soruşturmasının neresinde?

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğünün kesinleşmesinin ardından soruşturma devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan her şeyi Salı günü grupta açıklayacağını söyledi. Peki, ama Türkiye ve Suudi Arabistan bu soruşturmayı karşılıklı olarak kullanıyor mu? Gazeteci Deniz Zeyrek ve Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik RSFM’e anlattı.

Ahu Özyurt'un sunduğu Fotoğrafın Tamamı programına konuk olan olan gazeteci Deniz Zeyrek, "İlk hafta söylediğimiz gibi, işin içinde istihbarat teşkilatlarının olduğu artık netleşti ama bunun Veliahd Prens'in bilgisi dahilinde ve çıkarına olup olmadığını hala bilmiyoruz. Birileri Türkiye'yi bu işin siyasi ayağına çekmeye çalışıyor" dedi.

"TÜRKİYE SİYASİ OYUNA TARAF OLMAMALI"

Batı basınında yer alan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yarınki konuşmasında Veliahd Prens Muhammed Bin Selman'ı hedefe koyacağı, Suudi tahtında değişim isteyeceği iddialarını da yorumlayan Deniz Zeyrek şöyle dedi:

"Sivil havacılık kuralları gereği, bir uçak kalktığı anda, ineceği yere kadar rotası bellidir, uçaktaki kişiler bellidir. 2 Ekim günü Kaşıkçı randevu almış, Suudi yetkililer korkunç bir ekip hazırlamış yollamışlar. Oradan sağ çıkması zaten imkansızmış. Bir istihbarat teşkilatı bunu yaparken hangi stratejik hedefi gütmüş görmek lazım. Veliahd Prens hedef tahtasına kondu ama belki de onu olağan yolundan ayırmaya, yerine başkasını getirmeye meyletmiş bir başka istihbarat yapılanması çıkabilir".

Prens Selman'ın Batı'nın yönlendirmesi ve biraz da Saray darbesi ile veliaht olduğunu hatırlatan Deniz Zeyrek, "Vitrinde attığı adımlar, Arap Baharı gibi adımlara gerek kalmadan, Arabistan yarımadasının açılmasını öngörüyordu. Cemal Kaşıkçı'nın son yazısı da ifade özgürlüğü üzerineydi. Sonuçta çok birbirine zıt görünmüyor."

"Türkiye'nin bu cinayetle organize edilmiş oyuna çok mesafeli durması gerektiğini düşünüyorum" diyen Zeyrek, "Orada bir hesaplaşma var, bunun içinde Suud istihbaratı, CIA olabilir başkaları olabilir. O hesaplaşmaya mekan olarak Türkiye toprakları seçilmiştir. Milyarlarca dolarlık bir servete hükmetmekten bahsediyoruz. Bu oyunu oynayanlar Türkiye'yi de parçası haline getirmek istiyorlar. Hukuki ve adli soruşturmayı en iyi şekilde yapalım, o kadar. Onun dışındaki kavganın parçası değiliz. Bu mesaj çok net verilmeli"

'ABD TELEKONFERANS İLE İZLEDİ Mİ?'

Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik de "Baştan beri bir muğlaklık var, Büyükelçi Dışişlerine çağrılmıyor, Konsolos evinin arandığı gün gidiyor. Bütün bunlar ‘Suudi Arabistan ile yapılan görüşmeler sonucu anlaşmalı mı gidiyor?' sorusunu gündeme getirdi. Kulislerde ABD'nin bunu Suudi yönetimini sıkıştırıp paraya tahvil edeceği konuşuluyor. Kaşıkçı'nın Konsoloslukta Veliahd Prens'le bir telekonferans yaptığı, bunun ABD'de NSA tarafından izlendiği, kaydedildiği iddiası var. Trump'un o "biz olmasak iki hafta bile dayanamazsınız" sözünün bu görüşmeyi uzaktan izledikten sonra söylediği konuşuluyor. Türkiye'nin ekonomik kriz nedeniyle bundan faydalanmak istediği de konuşuluyor" dedi.

'YÜZDE 10 İNDİRİME GÜLÜYORLAR'

İş dünyasının yapması gereken zammı yapamadığını belirten İsmet Özçelik, üretici enflasyonunun fiyatlara yansıması durumunda yılbaşında işçi ve memura %30'lara varan oranda zam yapması gerekeceğine dikkat çekti.

"Ben de katılıyorum diyen işadamları ve şirketlerin bazıları ile görüştüm. Sordum yapıyor musunuz diye, güldüler yani. Enflasyonu düşürmek için %10 indirim yapabilecek kimse kalmadı. Peki, bu kampanya niye köpürtülüyor diye araştırdım, arkasından ilginç bir kulis çıktı" diyen Özçelik şöyle devam etti.

"Anlaşıldığı kadarıyla ekonomi bürokrasisinde, ‘Yüzde 10 indirimin verdiği etkiyle ekim kasım aralık enflasyon rakamlarını TÜİK'e de gerekli talimatlarla düşük gösteririz, yıl başında da emekli ve işçi-memur zammını olabildiğince az yaparız' diye bir formül üretilmiş. Mesele sonunda buraya gidiyor" dedi.